site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

O Parti AKP’nin Kapatılması İçin Yargıtay’a Başvurdu

O Parti AKP’nin Kapatılması İçin Yargıtay’a Başvurdu
21.08.2014
A+
A-

17419

Halkın Kurtuluş Partisi’nden AKP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı sıfatlarının tek bir kişide birleşmesinin Anayasa ihlali olduğu gerekçesiyle AKP’nin kapatılması için Yargıtay Başsavcılığına başvuruda bulundu.

“Anayasayı cebren ilga ediyorlar”
HKP, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine karşın AKP genel başkanlığı ve Başbakanlık görevini yürütmeye devam ederek, anayasayı ihlal ettiği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına AKP’nin kapatılması için başvuruda bulundu. HKP’nin başvuru dilekçesinde, Erdoğan’ın YSK’nın kesin sonuçları açıkladığı 15 Ağustos itibariyle Cumhurbaşkanı seçildiği, Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçim Yasasına göre, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın “Partisi ile ilişiği kesilip TBMM üyeliği sona ermesine karşın” AKP genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevini yürütmeye devam ettiği anımsatıldı. Dilekçede, bu görevlerini yürütme konusundaki ısrarı ile Anayasayı ihlal ettiği belirtilen Erdoğan ile parti yöneticilerinin, iktidar olmaktan alınan güçle “cebren ve fiilen anayasayı ilga ettikleri” kaydedilerek, Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. Maddesi uyarınca AKP’nin kapatılması için Yargıtay Başsavcılığınca Anayasa Mahkemesine başvurulması istendi.

Hükümet düşmüştür
Cumhurbaşkanlığı mazbatası TBMM Başkanlığına verilmiş olmasına karşın seçim sonuçlarının halen Resmi Gazete’de yayımlanmadığı ifade edilen dilekçede, 15 Ağustos itibariyle Erdoğan’ın partisi ile ilişiğinin kesildiği ve TBMM üyeliğinin sona erdiği belirtildi. Anayasanın 109. Maddesine göre TBMM üyeliği kendiliğinden sona eren birinin Başbakan olarak kalması ya da Başbakanlık görevini yürütmesinin hukuken mümkün olmadığı kaydedilen dilekçede, halen bir Başbakan vekilinin de atanmamış olması nedeniyle 61. Hükümetin “düştüğü”, bu nedenle de 15 Ağustos tarihinden sonraki Bakanlar Kurulu Kararları ve atama gibi tüm işlemlerin de hukuken yok hükmünde olduğu öne sürüldü.

Açıkça suç işleniyor
Turgut Özal’ın 1989 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra benzer bir durumun yaşandığı, bunun üzerine Danıştay 1. Dairesinin, “Özal Cumhurbaşkanlığı görevine başlayıncaya kadar, dönemin hükümetinin bir üyesinin başkanlığında göreve devam edebileceği” yönünde görüş bildirdiği anımsatılan dilekçede, “Bu görüşten sonra Özal Başbakanlık’tan istifa etmiş ve dönemin C.Başkanı, Hükümet içinden bir bakanı (Ali Bozer’i) Başbakan Vekili olarak atamıştır” denildi. Dilekçede şu ifadelere yer verildi:

“Bu açık ve kesin düzenlemeler karşısında Tayyip Erdoğan’ın halen AKP Genel Başkanlığı görevine devam etmesi, AKP yönetimi tarafından 27 Ağustos tarihinde toplanacağı ilan edilen Olağanüstü Genel Kurul’a Genel Başkan sıfatıyla katılacak olması açıkça suçtur. Bu suçun failleri ise R. Tayyip Erdoğan’la birlikte AKP Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeleridir”

Türkiye “ben yaptım oldu” dayatmasıyla karşı karşıya
Dilekçede, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi ile birlikte partisi ile ilişiği kendiliğinden kesildiğinden, “AKP Genel Başkanlık organının boşaldığı, Siyasi Partiler Yasası’na göre AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu’nun kendi içinden seçeceği birisine partiyi temsil yetkisini vermesi ve en geç kırkbeş gün içinde de Büyük Kongre’yi toplantıya çağrılması gerektiği” belirtildi. Buna karşın, AKP Merkez Yönetim Kurulu’nca yasanın açık hükmü görmezden gelinerek, Büyük Kongre’nin Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlığında toplanacağının açıklandığı böylece Anayasa ve Siyasi partiler Kanununa aykırı davranıldığı iddia edilen dilekçede, şöyle denildi:

“Türkiye toplumu AKP’nin tipik bir “ben yaptım oldu” dayatması ile karşı karşıyadır. Bu, bırakalım hukuku-hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi; kanun devletine dahi tahammülsüzlüğün bir dışa vurumudur. Öyle ki, 12 Eylül 2010 Referandumu sonrasında Anayasa’nın 101 ve devamı maddelerindeki değişiklikler ile 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu 2012 yılında bizzat kendileri tarafından çıkartıldığı halde, kendi çıkarttıkları bu yasalara dahi uymamaktadırlar. Bu yaklaşımla ülke yönetilemez”

Anayasaya aykırılık kapatma nedenidir
Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. Maddesinde “Anayasadaki Yasaklara Aykırılık Halinde Partilerin Kapatılacağının ifade edildiği belirtilen dilekçede, “Tayyip Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı olarak yaptığı her iş ve eylem, attığı her imza, 68. Madde bağlamında Anayasal bir suçtur ve Siyasi Partiler Yasası 101. madde bakımından da AKP’nin kapatılma nedenidir” denildi. Dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:

“Tayyip Erdoğan ve AKP’li Bakanlar Kurulu üyeleri ile AKP Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyeleri, “Eylemli olarak demokratik hukuk devleti ve Cumhuriyet ilkelerine aykırı davranmakta, iktidar olmalarından aldıkları güçle, fiilen ve cebren Anayasayı ilga etmektedirler. Buradan hareketle, Anayasa 101 karşısında birleşmesi mümkün olmayan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık sıfatlarını fiilen Tayyip Erdoğan üzerinde birleştiren bu kişiler, bir tür tek adam diktatörlüğü kurmaktadırlar. Böyle bir birleşen makamdan bahsetmek ve Anayasanın açık hükmüne karşın ilgililerce fiilen böyle bir makam örgütlemek açık bir anayasayı ilga etme suçudur ve parti kapatma nedenidir. Bu nedenle Sayın Başsavcılığı’nızın harekete geçmesi için bu dilekçenin verilmesi zorunlu olmuştur”

Kaynak: SÖZCÜ

YORUMLAR
  1. Paişahımız efendimiz. dedi ki:

    Dünyada bir örneği daha yok. Hem cumhurbaşkanı, hem başbakan, hem parti genel başkanı hem milletvekili. Hiç birini bırakamıyor. Korku o kadar büyük ki dokunulmazlık zırhından bir an bile çıkmak istemiyor.

    1. Anonim dedi ki:

      sen emanet nedir bilir misin kardeşim