site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Medet Ya Barzani

Medet Ya Barzani
18.11.2013
A+
A-

fikri-atilbazDikkat buyurun bu cümleyi sarf eden adam bu ülkenin Başbakanı. Bakın ne diyor: “Allah’a hamd olsun, bir yıldır askerimiz, polisimiz şehit olmuyor. Bir yıldır gençler bir hiç uğruna ölmüyor.” Hiç uğruna ölmüyor ne demek? Demek ki 1984 yılından bu yana şehit olan 7000 bin genç hiç uğruna ölmüş. Vatan için nöbet tutmak hiçmiş. Memleket uğruna devriye gezmek boşu boşunaymış. Ülkemin dağlarında asker olmak gereksizmiş…

Ne kadar gereksiz işlermiş bu kınalı kuzuların yaptıkları. Bayrak inmesin demişler, ezan dinmesin demişler, ay-yıldızlı bayrak için kan dökmüşler, can vermişler. Puşt pusularda, kanlı baskınlar yemişler… Başbakan Erdoğan, boyundan büyük laf etmiştir. Demek ki, Erdoğan’a göre, ta en başından beri gençler hiç uğruna ölüyormuş. Onun için kelle demiş şehide… Onun için sayın demiş, asker katiline. Vay bana vaylar bana… Meğer hiç uğruna ölmüş kınalı kuzular.

Bir yalanmış yaşananlar, vatan, millet, bayrak, koskoca bir hiçmiş. Bu cümlenin telafisi olur mu? En başta Gazilerimiz, Şehit düşen arkadaşları için tepkilerini ortaya koymalıdırlar.

“Bugün de Molla Mustafa Barzani’nin oğlu, değerli dostum Mesud Barzani’yi Diyarbakır’da misafir ediyoruz. Tıpkı babanız, amcanız gibi, kardeşlerinizin toprağına, Diyarbakır’a hoş geldiniz. Sizin şahsınızda Kuzey Irak ‘Kürdistan’ bölgesindeki kardeşlerimizi de selamlıyoruz. Biz Erbil’de kendimizi kendi şehrimizde hissettik. Sevgili Diyarbakırlılar bugün hasrete vatan hasretini, anne, baba, kardeş hasretine burada son veriyoruz. Bugün büyük kucaklaşmaya şahit oluyoruz.” Bu cümleleri sarf eden de Başbakan Erdoğan’dır. AKP iktidarını o kadar büyük korku sarmış ki, Erdoğan korkusundan, sınırları kaldırdığını ima eden bir açıklama yapmıştır. Genel affın sinyalini vermiştir. Erdoğan yeni manevrasıyla, muhatabım değil dediği adama şimdi de medet ya Barzani demektedir. Koltuk aşkı, başkanlık sevdası, her şeyden önce yargılanma korkusu onu böylesi işlere sevk etmektedir.

16 Kasım Cumartesi kara bir sayfa olmuştur. Bu güne kadar yaşanan kepazeliklerin en berbatı, en beteri, en karası yaşanmıştır.

Diyarbakır buluşması bir düet ihanetidir. Süreç ihanetidir, televizyonların canlı yayın ihanetidir. Devletin Kabileciliğe yenik düştüğü, terörist zihniyetin galip geldiği, AKP iktidarının yamulduğu gündür 16 Kasım. Tarih böyle anacak. AKP kemik erimesine yakalanmıştır. Öyle hızlı bir erime var ki, omurgalarını bitiriyor. Dolayısıyla dik duramıyor. Kıvrılıyor, eğilip, bükülüyor. Bu AKP durduğu yerde duramıyor.

Evet bir orta oyunu seyrettik, kavuklu, Pişekar, bozacı, şiracı hepsi oradaydı. İhanet kol geziyor ülkem sınırlarında. Bir Başbakan bağırıyor bu sınırları cetvelle çizmişler diye. Şivan diyor, artık asimilasyon bitti. Tatlıses ‘negri negri’ şarkı söylüyor. Erdoğan’lar alkış tutuyor, Barzani alkışlamadan sinsice gülüyor. Diyarbakır dün Barzani’ye teslim edildi. Tayyip bunun başını çekti. Bu tiyatroyu seyredenler eminim ki kahrolmuşlardır.

Millet olarak yastayız. Bu tabloyu gördükçe insanın nefretini kusası geliyor. Başbakan Erdoğan ateşle oynuyor. Ateşle oynayanların yangın çıkaracağı kesindir. Kesin olmayan kendisinin yanıp yanmayacağıdır. Ancak bu gidişle Erdoğan’ın ateşten kurtulma ihtimali yoktur. Olacakları görmezden gelen candaş ve yandaş basın unutmamalıdırlar ki kağıt çabuk tutuşur.

Bundan sonra herkes korksun, bu devran her an tersine dönebilir. Dönecektir de… Ülkeyi resmen olmasa da fiilen ayıran AKP olmuştur. Halay çeke çeke dağlara doğru yürüyecekler… Çiçek olacak yakalarında… Vatansızlara gün doğacak, bayraksızlara ay. Diyarbakır kap kara bir güne tanıklık etmiştir. Hükümet kendi elleriyle özerkliğin alt yapısını atmıştır. Bu gün Kuzey Kürdistan diyen zihniyet, yarın Suriye Kürdistan’ı ya da Rojova özerk bölgesi diyecektir. Kardeş kardeş yeni bir birlikteliğe imza attılar.

Herkes şunu iyi bilmelidir ki hiçbir şey boşu boşuna değildir. Günü geldiğinde her taş yerine oturur. İşte o gün hesap en esaslısından sorulur.

Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.