Manşetler Üzerinden

İki manşetle yazımıza başlayalım birincisi SABAH gazetesin manşeti; ‘Terörist için ağlamayız’ Başbakan Erdoğan, “Ölen teröriste de ağlanır” diyen Diyarbakır Emniyet Müdürü’ne çıkıştı: “Evlatlarımızı katleden eli silahlı caniler için ağlamadık, ağlamayız”

Evet manşet bu. Diyarbakır Emniyet Müdürünün yaptığı o talihsiz, Türk milletinin vicdanlarını kanatan, söyledikleriyle hoş görünmek istediklerini mutlu edemeyen beyanatı için Başbakan böyle demiş. Mutlu edemedikleri kim derseniz şayet bakın Demirtaş ne diyor; “Ne zaman Diyarbakır Emniyet Müdürü Osman Baydemir’e bağlanırsa o zaman bu bizi heyecanlandırır. Onun dışında bir şey bizi heyecanlandırmaz.”

İkinci manşet de ZAMAN gazetesinden; Öğretmen ve Öğrencileri Yakmaya Kalktılar. PKK, çocukların geleceğini karartmak için okulları hedef seçti. Örgüt yandaşları, Diyarbakır Şehitlik Lisesi’nde sınıfları ve öğretmenler odasını bastı. Atılan ses bombaları ve Molotoflar 2 öğretmen ile bir öğrenciyi yaraladı. Şırnak’ta da aynı anda 8 okula saldırdılar. Bu okullarda eğitime ara verildi. Bu haberi o zatı muhtereme ve onu destekleyen Başbakan Yardımcısına ithaf ediyorum. Oturup bunu yapanlar için beraberce ağlasınlar.

Bu manşet haberler 10 Ekim 2012 tarihine ait yani aynı günün manşetleri. Başbakan sadece teröriste ağlamayız derken yardımcısı Emniyet Müdürünü desteklediğini açıklamış. Bunun adı demokratik tavır değildir. Bunu bu şekilde açıklamak deve kuşu gibi kafayı kuma gömmeye benzer. Böyle bedbaht bir beyanatı destekleyen zihniyet hükümette, hükümeti bağlar bir şekilde “teröriste ağlamayız” diyen Başbakan aynı hükümetin başı. Böyle bir karmaşanın hakim olduğu bir dönem daha yaşamadık.

Burada önemli olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den bir açıklamanın gelmemesidir. Yoksa son kongre sonrası MYK dışında kalması susmasını mı gerektiriyor bilinmez. Her ne olursa olsun yapılması gereken bellidir. ORTADOĞU gazetesinin de manşetine taşıdığı Milliyetçi Hareket Partisinin Lideri Devlet Bahçeli’nin söylediği ” O zat görevden alınsın” bu derhal yerine getirilmesi gereken bir görev olmalıdır.

Öyle biz teröriste ağlamayız demekle geçiştirilecek bir söylem değildir bu. Neredeyse Türkiye Cumhuriyetinin yüzde doksanını insan olmamakla suçlayan bir beyanat veren, devletten maaşını alıp, maaşını veren Türk milleti için makamında oturup böyle bir açıklama yapmasına cevaz verirseniz, yarın bu işin önünü alamazsınız. Her makam sahibi kendini deruni konuşmaya yetkili kılar. Terörü bitirmesi gerekenler, ‘suçlusu toplum’ psikolojisiyle hareket ederse biz bu batakta daha çok sürünürüz. Bir kez olsun sadece taraftarlarınızın değil, tüm Türk milletinin takdirini alacak, yüreklere su serpecek bir iş yapın. Lider Devlet Bahçeli’ye kulak verin ve gerekeni yapın.

Ülkemizde onca dert varken garnitür gibi söylemlerin, olayların ortaya atılması işleri iyice karıştırmaktadır. Bunlardan bir yenisi de SÖZCÜ gazetesinin haberinde yatıyor. Peygamber Efendimizin aile cüzdanını yapan Hüsman Aga böyle bir işe imza atmış. Kimdir bu Hüsman. AKP Kırklareli İl Başkanı Hüsman Aga Terkin.

İnsanlar niye böyle işlere gerek duyarlar. Ne gerek var böyle bir nüfus cüzdanına. Ve Peygamber Efendimizin Tayyip diye oğlu olduğunu yazmak nasıl bir iştir. Bu bilgi ne derece doğrudur? Emekli müftüler ve din adamları bu bilginin bırakın yanlış olduğunu, bugüne kadar duymadık, böyle bir bilgiye rastlamadık bile diyorlar.

Hadi böyle bir cüzdan yaptın, ampulü oraya niye yerleştiriyorsun. Efendim kimin yaptığı belli olsun diye yapılmıştır, dense de bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu yapılan için iktidar kanadından konuşan yok. Büyük bir ihtimalle savunacaklar… Kim savunursa savunsun yanlışları doğru olarak kabul ettiremezsiniz. AKP her kademesinde dini siyasete alet etmeyi kendine görev edinmiş kişileri bünyesinde barındırmaya devam ediyor. Beklide böylesi işlerine geliyor.

Türkiye seninle gurur duyuyor diye Barzani’ye yapılan tezahüratlar milletin kulağından silinmemişken, bir de “dağdaki teröriste ağlamayan insan değildir” garipliğiyle karşı karşı kalmak Türk milletini derinden yaralamıştır. Eğer bu iktidar tarafından Emniyet Müdürüne söyletilmiş bir şey değilse gereği derhal yapılmalıdır. Yok, söylemesine iktidar sebep olduysa aynen Barzani olayında olduğu gibi mertçe çıkıp açıklamalıdırlar.

Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz