Kırk Yıllık Kani, Olur Mu Yani?

Kendi Milletvekillerine dahi, boş kağıda imzalatarak ve palas pandıras meclisten geçirdikleri Anayasa değişikliği için elle tutulur zerre kadar izahatları yok!

Başından beri, ya 2010′ da yaptıkları gibi yalan yanlış ifadelerle vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar, ya da ”HAYIR” oyu kullanacak olanları terör örgütleriyle yan yana koyarak çamur çalmak peşindeler.

Bu noktada, bu güne kadar 15 yıllık iktidarlarında ne yaptıklarına bakarak ve başlıktaki ata sözüne de atıfta bulunarak iddia ediyorum ki; yaptıkları, yapacaklarının teminatı olacaktır.

Öncelikle; konuşabildiğim her bireye ifade ettiğim gibi, sosyal medyada ve bu köşede kaleme aldığım bir çok yazıda da işaret ettiğim üzere yine tekrarlamak istiyorum. Bu değişikliği getirmek isteyen güruhun en başta gelen amacı, 15 yıllık AKP iktidarı dönemi ve bundan sonraki süreçte de ifa edecekleri her eylem ve icraatları için, ölene kadar yargılanmaktan muaf kalıp, dokunulmazlık zırhına kavuşmaktır.

Her fırsatta ”HAYIR” oyu kullanacaklar için ”teröristlerle aynı duruştalar” iftirasıyla çamur çalmalarına gelirsek;
bilmeyenlere(!), bildikleri halde habersizmiş gibi görünen pişkinlere ve en önemlisi, bu ülkede survivor yarışması ile evlendirme programları mensuplarının yaşadıklarından başka hiç bir şey için ilgi ve kaygı duymayan bananeci takımına tekrar hatırlatmak isterim:

Mesela, Fethullah terör örgütünü bu devletin bütün kurumlarına kadar sızdırıp, ahtapot gibi sarmasını sağlayan AKP hükümetinin ta kendisidir.

2010 referandumuyla yargıyı Fethullahçı teröristlere teslim eden ve hemen akabinde ki kumpas davaları ile TSK’ ya yine aynı terör örgütünün mensuplarını general olarak monte eden yine AKP hükümetidir.

Aynı süreçte CIA projesi kapsamında, Fethullahın tetikçiliğindeki TSK’ nın devşirilmesi için teröristlerle yan yana olup, terör örgütü mensuplarının tanıklığında, Genel Kurmay Başkanı’ nın dahi, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hapse atılmasının birinci derecede yardım ve yatakçısı AKP hükümetidir.

Sözde ‘’çözüm süreci’’ kapsamında, dağdaki eli silahlı teröristlerin Habur rezaletiyle beraber şehirlere doluşmasının, verdikleri talimatlar ile polisin ve askerin elini kolunu bağlayıp bu sayede, teröristlerin akıl almaz bir şımarıklıkla ülkenin sınırları içerisinde, karakol ve hatta sözde şehitlik kurmasının, yol kesip kimlik kontrolü yapmak ve daha da ötesinde sözde mahkemeler kurmasının da en büyük mimarı AKP hükümetidir.
Yine aynı süreçte PKK ile Oslo’ da müzakere yapan, Dolmabahçe’ de anlaşma imzalayan, İmralı’ da ki caninin Diyarbakır meydanından bildiri okumasını sağlayıp, bu ülkenin federasyonlara bölünmesi arzusuyla dolu mesajlarını yaymasına yardım ve yataklık eden de AKP hükümetidir.

Aslında bariz bir şekilde Türk düşmanı, PKK dostu olmakla beraber, kürdistan hayaliyle yaşadığı bilinen ve
“Barutun kokusu düştü burnuma / dört bir yanı istiyorum dibinden patlatayım
/ adamlar gibi dağlara düşeyim / tutmak istiyorum Kürdistanımı / ya ölüm ya
kurtuluş / uyanın uykudan çabuk, artık savaş zamanıdır” şeklinde hümanist (!)
şarkılar söyleyen Şivan Perver’e barış güvercini muamelesi yapan da AKP hükümetidir.

“Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz”, “Öcalan’la direkt
diyaloğumuz var”, “Kandil’le de direkt görüşülmesini arzuluyorum” diyen dönemin Başbakan yardımcısı Beşir Atalay,

“Pkk terör örgütü değildir, kendi topraklarında politik harekettir” diyen Milletvekili Orhan Miroğlu ve buna benzer birçok beyanda bulunanlar AKP mensubudur.

En nihayet, Murat Karayılan’ın basın toplantısını Kandil’den canlı yayınlayan ise Akp’nin Anadolu Ajansıdır.

Ayrıca, yukarıda saydığım olup bitenlerin birinci derecede müsebbibi AKP hükümeti olmakla beraber; 15 yıllık AKP iktidarında tek karar verici ve muktedir olan kişi ise, bugün sizden referandum için evet oyu isteyen kişidir.

Dolayısıyla; hem bugüne kadarki icraatlarına, hem de kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan ettiğine bakarak, kendinize hiç sormak gereği görmüyor musunuz?

Kırk yıllık Kani, olur mu Yani?…