Kimse Kimseyi Takmıyor

Hangi yana baksanız bir kaos, bir düzeysizlik. Sahtekarlık diz boyunu geçmiş. Yetkililerde vurdumduymazlık, ülkenin hali perişan… Eğitim sistemi felç olmuş. Sağlık, parası olana var. İnşaat sektöründe daralma söz konusu. Satılamayan 30 binden fazla ev var. Keşmekeşlik had safhada… Ahlak bunalımı yaşanıyor. Milli değerlerimizi törpülüyor, maneviyatımızı değiştirmeye çalışıyorlar. Yeni bir topluluk oluşturuyorlar; mezhebi genişler topluluğu.
2011 yılındaki kaset furyası başlatanlar, insanların telefonlarını dinleyip, yatak odalarına girenler, hiç utanmadan bunları ifşa edip dünyanın seyrine açarak insanların yuvalarını yıkıp, hayatlarının mahvına sebep olanlar, bu gün Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarına “Başkalarının hayatları araştırılmamalıdır” diye yazdırıyorlar.
Meydanlarda gülerek kaset olayları anlatıp, insanları tahkir edenlerin ses kayıtları ortaya çıktıkça, başka ülkeler tarafından dinlendikleri açıklanınca yani dönüp dolaşıp iş başa gelince “özel hayat”sınırı akıllarına geliyor. “Ne özeli bu genel genel” diyenler, terbiyesizliği bakın beni dinlemişler diyor.
İslam’ın sakınılmasını istediği davranışlar” bölümünde öğrencilere; “İnsan kusursuz bir varlık değildir, her an hata yapabilir. Fakat bu konuda dikkat edilmesi gereken şey, başkalarının hayatlarını araştırmamaktır.” Denilmiş. Ayrıca, “İnsanların özel eşyalarını ve sırlarını araştırmamalıyız” cümlesine yer verilmiş.

Özel hayat kendi görüşmeleri ortaya çıkınca sorun oldu. Ancak hemen her gün yeni tapeler çıkıyor. Şaşırıp kalıyorsunuz. O zaman Başbakan olan sayın Erdoğan her şeye karışmış be kardeşim. Sanki başka işi yokmuş gibi devamlı televizyon seyretmiş ve gördüğü yanlışlara müdahale etmesi için Fatih’e alo demiş. Gazete sayfasındaki firikik pozisyonundan şikayetçi olmuş. Fakat Soma faciası onları fazla rahatsız etmemiş olmalı ki şirketin denetlenmesine izin vermiyorlar. Asansörün düştüğü şirketi korumaya alıyorlar. TİB 2038176302 numaralı 13.04.2013 kayıtlı konuşmada neler neler denmiyor ki.

Ülkenin haline bakın, konuşulanlara bakın, adam karşısındaki Başbakana “projeyi eline vereceksin” diyor. Yani bu kadar samimiler. O zaman ki Başbakan her şeye müdahil, televizyonlara, gazetelere… Bir de şimdi yerine atadığı Başbakana bakın, haber doğruysa ataması yapılan Valiler kararnamesine karışamamış bile.
Diyarbakır’da valilik emriyle mühürlenen Kürtçe eğitim veren okulun mührünü kalkıp söküp atıyorlar. Adalet Bakanı Diyarbakır’a gidiyor, vali havalında karşılamıyor, valilikte yok. Anlayacağınız ne teröristlerin siyasi uzantıları valiyi, ne İçişleri bakanı Başbakanı, ne de vali bakanı takmıyor. Eski dedikleri Türkiye’de halk arasında sadece “Kim takar Yalova kaymakamını” denirdi. Anlaşılan sizin “Yeni Türkiye”nizde vali, bakan, başbakan, kimse kimseyi takmıyor. Devlet düzeni dumura uğradı.
Bu uygulamalarla, cevapsız bırakılan hakaretlerle ya da hakaret edilecek ortamı yaratanlar Devlet geleneğimizi yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Şiddet devletin tepesinde tokat olup bakanın danışmanın suratına, TRT Genel Müdür Yardımcısının yüzüne iniyor.
AKP iktidarı bulgur gibi fokurduyor. Memleketim canım ülkem kimlerin elindesin?
Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz