site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Kanun Önünde Herkes Eşittir

Kanun Önünde Herkes Eşittir
14.01.2014
A+
A-

fikri-atilbazÜlkenin en üst makamı Cumhurbaşkanlığı olsa da, aslen son dönem de her dediğini gerçekleştiren ve Cumhurbaşkanı Gül’den devamlı onay alan ve bu yüzden onu da takmayan Başbakan Erdoğan’ın makamıdır. Daha iki ay öncesine kadar herkes onun iki dudağının arasından çıkacak söze bakıyordu. Adeta tek adamlığını ilan etmek üzereydi ki malum 17 Aralık olayları patlak verdi. Onca direnç gösterisine rağmen, yolsuzluk olaylarına adları karışmış Bakanları koruyamadı. Nasıl korusun ki? Bu durum karşısında Bakanlardan biri çok kızdı ve benim yaptığım her işten, attığım her imzadan Başbakanın haberi var, onun talimatıyla yaptım, ben istifa ediyorum, memleketin önünü açmak için Başbakan da istifa etmelidir dedi. İşte o günden beri, Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti için artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Aslında, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye boşuna dememişler. 17 Aralık öncesi yaşanan olaylar, bir yerlerde bir şeylerin olacağının habercisi olmuştu. Ülke siyasi bir kaosa girmişti. İktidarın tutumu kendini bitirdi. Kendine güvenin tepe noktasındaydılar. Bu konum onları dikkatsizliğe itti. Yaptıkları işte zaten takibe alınmışlar.

XXXXXXX

Son fütursuzluk, ayakkabı kutularına kadar düşünce, suçüstü yapılmışlar. Sonrası malum… Bu günlere geldik. Biz istiyoruz ki, hırsızların çaldıkları, çırptıkları, vatandaşın çenesini yormasın, kafasını zonklatmasın, vicdanını kanatmasın. Suçlular yakalansın, hak ettiği cezaya çarptırılsın. Peki bunu sayın Başbakan istemez mi? Başbakan Erdoğan, hakkında suç isnat edilen yakınlarını, Bakan yakınlarını ya da her kim ise onları yargıya ifade vermeye göndermez ise, bu ülkenin gençlerine nasıl bir örnek teşkil edeceğini anlayabiliyor mu?
Lale devri son bulmak üzere… Tek adamlık suya düştü, su nerede derseniz, ne olduğunu hep beraber göreceğiz. Ancak bütün olan bitene rağmen, yargının işlevselliğini Adalet Bakanına mal ederek olayları kapatmayı hedeflemiş olmaları, hayatlarının en büyük yanlışları olsa gerek. Kendilerinin referandum yaptırımında evet baskısıyla değiştirdikleri HSYK’yı, yeniden değiştirmek için saldırıyorlar. Ancak AKP’li Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü bile bu değişikliğe karşı olduğunu söyledi. Ancak kesin biatcılar, ayakkabı kutularının gölgesinde siyaset yapmayı kabullenmiş görünüyorlar.
Acı olan hırsızlığı halka hizmet olarak lanse etmeye çalışıyorlar. Bu uğurda Başbakan Erdoğan, her geçen gün yeni bir pisliği ortaya çıkan Sarraf’ın hayırseverliğinden dem vuruyor. Dubai’de polis müdürlerine pezevenklik denecek işi yapan, kendine 2000 dolara motor kız kiralayan bu adam meğer ne hayırsevermiş be. Başbakan Erdoğan’a bravo, kimin hayırsever olduğunu, kime parası kadar kefil olacağını çok iyi biliyor.

XXXXXXX

Bu iktidar daha fazla yol kat edebilir mi? Zor, çok zor. Hele kendilerinin denebilecek gazetelerde, kanallarda, haklarında yazan ya da eleştirel bir şekilde konuşan her kim olursa işten atmakla bu iş fazla uzun sürmez. Tüyü bitmemiş yetim hakkı demek, beytülmal’a el sürmek, ondan çalmak, aşırmak demektir. Mazlumun ahı çıkar, hem de aheste aheste çıkar. Görevden alınanların ahı onları yakar, kendilerini kurtarmak için ortaya attıkları paralel devlet yapısı balonu, onları patlatır. AKP bir ideal birlikteliği değil, oportünistlerin rant etrafında cirit attığı kaypak bir zeminde oturmaktadır. Bu yüzden maddi yanları duyarlılığı en yüksek noktadadır.
AKP iktidarının mensupları Lale devrinin sonunun geldiğinin farkında oldukları için, git gide saldırganlaşıyorlar. Bunlar şu an gölgelerinden korkar oldular. Gölgesinden korkanın yapacağı iş güneşe çıkmamaktır. Kendisi karanlık olanların, karanlıkta yürümeleri mümkün olmayacaktır. Adaletten kaçarak, engelleyerek temiz olduğunuzu, ak pak olduğunuzu iddia etmeniz boş bir iştir. Doğru olan adaletin önüne alnı açık, dik bir şekilde çıkmaktır.
Suçlular, kendilerinden uyuz olanlar, pis işlere bulaşanların işi adaletten kaçmaktır. Anayasanın 10.maddesinde şöyle diyor;
“Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Kanun önünde eşitlikten kaçanların sonları hiç de mutlu bir son olmayacaktır.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

Selçuk Haber Facebook Sayfamızı Takip Ediniz ! Takip Etmek İçin Sayfayı Beğenmelisiniz!  Tıklayın ! 
https://www.facebook.com/selcukhaber

Selçuk Haber Twitter Sayfamızı Takip Ediniz ! Takip Etmek İçin  Tıklayın ! 
https://twitter.com/selcukhaber

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.