site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

İzmirli Hem Türk Hem Dindar Hem de İrfanlı Müslüman’dır

İzmirli Hem Türk Hem Dindar Hem de İrfanlı Müslüman’dır
30.03.2013
A+
A-

fikriatilbaz11Açılımcılar; İzmirli Hem Türk Hem Dindar Hem de İrfanlı Müslüman’dır Elhamdülillah

“İzmir’in yaşama alışkanlıkları dinin kurallarını ve imanımızı değiştirmez. İzmir demek milli ve manevi değerlerin şahlanmış hali, hür bir hayatın teminatı demektir. İzmir’in irfanına, dindarlığına laf söyleyenler önce kendilerine baksınlar. İzmir “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü kalbine kazımış, “Allah indinde hak din İslam’dır” ayetine iman etmiştir. Bunları yapmayanlar utansın”
İnsan şaşırmaya görsün, öyle bir laf ediyor ki, ardından bir değil on açıklama yapsa da kar etmiyor. Çünkü söyleyinceye kadar sizin hükmettiğiniz söz, söyledikten sonra o size hükmetmeye başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdurduğu bir başkanlık. Milletin dini ibadetlerini layıkıyla yerine getirmesi için çok önemli bir kurumdur. Son on yıl içinde hemen tüm kurumlarda olduğu gibi bu güzide kurum da siyasallaştırılmış ve kendi özüne, Türk milletine aykırı beyanlarda, dini inancına uymayan uygulamalarda bulunmuştur.
2005-2006 yılları arasında, efendibaba Amerika’nın isteğiyle 1400 yıldır camilerimizde söylene gelen “Allah indinde hak din İslam’dır” (Ali İmran/19) ayeti kerimesi hutbelerden çıkarılmış ve camilerimizde okunmamıştır. Son bir yıldır bu uygulamayı kendine yediremeyen imamlarımız yeniden okumaya başlasalar da hala bir çok camide okunmamaktadır. Dini işleri görme ve fetva makamı sayılan Diyanet böyle bir uygulamayı nasıl başlatmıştır? Hiç mi Allah’tan korkmadılar anlamak mümkün değil…
***
20011 yılına kadar ilgili olan önemli gün hutbelerinde Türk kelimesi ve Atatürk kullanılmaya devam etmiştir. Ancak her ne hikmetse 2012 yılından başlayarak Diyanet İşleri Başkanlığı da açılıma ayak uydurmuş ve Türk ve Atatürk hutbelerde geçmemektedir. Çanakkale buna en güzel örnektir. Gazetelere, internet sitelerine düşen haberlere göre; Atatürk’ün adı ve Türklük ifadesi son kez 2011’deki Çanakkale hutbesinde geçmiş.
2012’den iti­ba­ren ise Ata­türk’ün adı hut­be­ler­den çıkarılmış. Bu yılki hut­be­de Çanakkale Zaferi’yle il­gi­li şöy­le de­nil­miş: “Ta­ri­hi­mi­zin her say­fa­sı, şehitlerimizin şan ve şe­re­fi­ni anlatmaktadır. Böy­le bir ec­da­dın va­ris­le­ri ol­ma­nın hak­lı gu­ruruyla ba­şı­mız dik bir şekilde on­la­rı her an ha­yır­la ve minnet­le yâd et­mek­te­yiz. Baş­ta Ça­nak­ka­le­’de olmak üze­re, mu­kad­de­sa­tı uğ­ru­na ca­nı­nı fe­da eden bü­tün şe­hit­le­ri­mi­zi rah­met ve min­net­le anı­yo­ruz.” Böyle diyerek milletin ve şehitlerin kimliğini Türk olarak dile getirmemişlerdir.
Türk kelimesini hutbelerden, camilerimizde kullanılan dilden çıkaranlar, milleti ümmetleştirmekte, başka bir deyişle millete ümmet anlamını yüklemektedir. Bu yanıyla açılımın ağır bastığı Diyanet bu yönde uygulama yapmaya dikkatle özen göstermektedir. Açılım girdabında dolanıp duran AKP iktidarı dini açıdan da destek isteyince Diyanet, Türkçe Kuran-ı Kerim okunmasına karşı çıkanlar, camilerimizde Kürtçe ibadete cevaz vermişlerdir.
***
Güneydoğu bölgemizde melelere görev vermiş, son olarak da o bölgede dini kanaat önderleri adı altında, şıhlar, tarikat şeyhleri, cemaat ileri gelenleri, hafızlar ve mollalar, mezhep ileri gelenleriyle birlikte toplantılar düzenlemiştir. Açılıma ayak uyduran, silahların susmasından dem vuran Mehmet Görmez; “Daha çok yürekler yanlış olarak tutuşturulan kin ve öfke ateşlerini söndürmek için elimizden gelen her gayreti yapacağız. Bunu da vatandaşlarımızı hangi dilden anlıyorsa o dille ile izah edeceğiz.” demiş. Demek ki yakında Kürtçenin dışında Çerkezce, Gürcüce başka hangi etnik köken isterse, mesela Lazca ve benzeri etnik dillerde izah edecekler. Cennet yurdumu ne hale getirdiler Yarabbi.. bir de açıklamalarını meşru kılmak için işin içine Allah’ı katıyorlar.
***
İşte bu Diyanet İşlerinin Başkanı Mehmet Görmez İzmir’e İl Müftüsü atanmasıyla ilgili yaptığı konuşmada; “Geç oldu ama güç olmadı. Geç oldu ama açık yüreklilikle ifade edeyim, İzmir’in dini ve manevi hayatını sizlerle birlikte yeniden ayağa kaldıracak, ona gerçekten öncülük yapacak, bu işe ehil bir meslektaşımızı İzmir’e müftü olarak görevlendirdik.” demiş ve eklemiş; “İzmir’in bu dindarlığının biraz irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için bu tesadüf değil, çok güzel bir tevafuk. Bir tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden gelmiş, onu hayatında özümsemiş bir arkadaşımızın İzmir’e atanması tesadüf değildir. Bunu bilmenizi istiyorum”.
Dedik ya söz ağızdan çıkmaya görsün, tevili mümkün olmuyor. Başbakan Erdoğan’ın açılım rüzgarının etkisinde kalan Görmez, Erdoğan’ın Gavur İzmir söylemine eş bir söz söylemiştir. Neymiş İzmir’in farklı bir dindarlık anlayışı varmış ve irfan geleneğine ihtiyaç duyuyormuş, dini ve manevi hayatını yeniden şahlandıracaklarmış. Vay babam vay. Sözlere bakın kurşun gibi.
Sayın Görmez açılım kayığına bindiğiniz için gerçekleri görmüyor olabilirsiniz, hiç merak etmeyin İzmirli en az sizin kadar Müslüman’dır elhamdülillah. Evet İzmir’in farklılığı etnik köken üzerinden ayrımcılık yapmadığı gibi asla dini mezhep üzerinden siyaset yapmaz, dini siyasete alet etmez, ettirmez. Allahın dinine iman eder, indirdiği kitaba inanır. Bırakın İzmir’le uğraşmayı. Kurtuluş Savaşının başladığı ve düşmanın denize dökülerek son bulduğu kutsal şehir olan İzmir’le biraz daha uğraşırsanız çarpılacaksınız.
İzmir’in irfanını ve dindarlığını sorgulamak hiç kimsenin ne hakkı ne de haddidir. Allaha şükür 1081’den bu yana Çaka Bey bu topraklara Türk’le birlikte İslam’ı da hakim kılmıştır. 20 Nisan 2013 Cumartesi günü Bayrak Mitinginde bu haksızlığa sebep olanların hadsizliklerine en güzel cevap yine İzmirli tarafından verilecek, buna izin veren AKP iktidarını da ilk seçimde sandığa gömülecektir.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.