site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Görüşmek İsteyen İsteyene

08.01.2013
A+
A-

fikriatilbaz11Neredeyse ada vapuruna bilet keser gibi İmralı’ya bilet kesecek hale geldik. Vay bana vaylar bana. BDP’li milletvekilleri görüşmek istiyor, istedikleri kim derseniz, katilbaşı. PKK’nın Avrupa sorumlusu Zübeyir Aydar katilbaşıyla görüşmek istiyor. Kandil başı Karayılan, hayır katilbaşıyla biz görüşmeliyiz diyor.

Hazırlıklı olmak lazım, yakında irili ufaklı, iyi kötü basınımızın gözde simaları demokratik hak hareketinin önderi katilbaşıyla görüşmek için Erdoğan’ı devreye koymaya kalkarlar. Bir müddet sonra Barzani bile İmralı’ya ziyarete gelebilir. Avrupa birliğinden gözlemciler kapımızı aşındırabilir.

Bu görüşmelerin en faydalısı Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Demirtaş ya da eşdaşı, Karayılan ve katilbaşının birlikte yapacağı görüşme olabilir. Böyle bir görüşme olmaz tabi; ancak madem silahlar susacak, o vakit böyle bir görüşme de olabilir. Müjdat Gezen’in stendapçı, Türkan Şoray’ın ve daha birçok eşsiz sanat büyüğümüzün destekli katılımıyla halka genişletilebilir.

Bakın bir anda ne hale geldik. Dost düşman birlik olmuş Türk milletinin başına geçirdikleri çorabı, çuvala dönüştürme gayreti içindeler. Bu kadar ilim, irfan yoksunu aydın geçinen ay-dınlar bu ülkede hiçbir zaman olmamıştı. Herkes aportta bekliyormuş. Fırsatı bulan dilinin altında sakladığı baklayı, saklandığı delikten başını, karnında sakladığı sözü, bugünler için sakladığı tasmayı çıkarmış bulunmaktadır. Sanırsınız Pandora’nın kutusu açılmış ve tüm kötülükler, kötü insanlar ortaya çıkmış.

Olayların gittiği boyut bize bir Nuh Tufanının geleceğini gösteriyor. Böyle bir tufandan kaçınmanın tek yolu, Allah’ın “Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.” (Yunus 100) diye buyurduğu gibi aklı kullanmaktır. Aklın yerini hayatımızdan çıkarırsak, onu bir kenara itip, duygularımızla ve bize inandırıldığı gibi hareket edersek Allah muhafaza imanımızdan da oluruz.

Din akıllı insanları sorumlu tutar, çocuklar akil baliğ olunca sorumluluk başlar. Biz aklımızı bir kenara koyar, ona danışmadan körü körüne birilerinin müridi olarak sadece bize söylenenler çerçevesinde hareket edersek, bugün geldiğimiz noktaya geliriz. Bugün akıllarını terk edenlerin yarın dinlerinden olup, toprakları da onlara terk ettirilir.

Milli Bilinç yoksunu Milli benliksizler yönetimde söz sahibi ve yetkili olunca ülke bir anda nereden nereye gelebiliyor net bir şekilde görebiliyoruz. Irak Amerika’ya böyle teslim oldu. Milliyeti dini olarak algılayanların ülkelerinde en ufak bir sarsıntı halinde ne duruma geldiklerini Libya’da, Mısır’da gördük.

Milliyetçilikle bir ülkenin düşmandan arınabileceğini, şaha kalkacağının en bariz örneğini Kurtuluş Savaşında tüm dünya gördü. Cumhuriyetin getirdiği kazanımları Türk milliyetçiliği fikri temel yapısını terk etmeye başlayanların aşındırdığı, milliyetçiliği yok sayan AKP iktidarıyla da 10 yıl içinde yeni bir Türkiye Cumhuriyeti yaratma girişimleri bizi BOP’un içine çekmiş, yabancıların isteğiyle hareket eder olmuşuz.

Bu kimlik değiştirme, benlik değiştirme olayının tamamlandığını sanan bugünkü iktidar ve bilumum yardakçıları, Devlet içinde devletçikler çıkarmanın çakışmalarına İmralı’da devam etmektedirler. Unutulan, bu ülkede hala kimliğini yitirmemiş, benliğini kaybetmemiş Kuvayi Milliye ruhunu taşıyan insanların olduğudur.

Bu Türkiye’yi bölmeye, parçalamaya giden yoldan vazgeçmezseniz; ya siz kendi yarattığınız tufanda boğulacaksınız ya da Türk Milletinin özü, direnç noktası, refleksi olanları çıkaracakları tufanda yok olup gideceksiniz.

Mehmet Akif, Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmak zorunda bırakmasın, demiş; ama mabedimizin göğsüne namahrem eli değdirmemek için gerekirse dünyayı ateşe vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Evet, beyler sözü tüketmeyin. Son söze doğru yol aldığınızı da unutmayın.

Kardeşiz dedik, herkes kardeşliğini ne demek olduğunu bilsin, bu kardeşliğe halel getirmesin. Yoksa istenmeyen sonuçlar olmasın ne de olsa devletin birliğinin ve beraberliğinin bozulmaması için canımıza dahi kıyan bir geleneğimiz var, herkes akıllı olsun.

Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.