Gazozunuza Ne Attılar?

Nedir bu hal, bu gidişatın sonu ne? Bu işin sonu nereye varacak sanıyorsunuz? Türkiye hiçbir zaman bu kadar değişken bir zihniyetin yönetiminde kalmadı. Bu durum ülkemizin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini bozmakta, dinine, diline, coğrafyasına zarar vermektedir. Yara alan Milli Devlet Üniter Yapıdır.
Tabiri caizse bölücüler vatan topraklarında at koşturmaktadır. Bölücüler her hedefledikleri amaca yavaş yavaş ulaşmaktadır. Önce havlamakta, sonra saldırmakta en sonunda da tehdit etmektedir. Bu üçleme sonunda da amacına ulaşmaktadır. PKK’nın AKP hükümetine dayattığı yol bu olunca her şey onların istediği gibi oluyor.
AKP özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde öncelikle askeri ve polisi alandan çekip, meydanı Bölücü terör çetesine bırakıyor. Böylece ora halkı ve bölge devlet korumasından çıkıyor, sonra da PKK o bölgede baskı uyguluyor. Şehirlerde yol kesiyor, dağlarda geziniyor. Millete zorla, baskıyla, şiddetle Kürdistan türküsü söyletiliyor. Çocukların körpe beyinleri yıkanıyor. Resmen ırkçılık, kabilecilik yapılıyor.
XXX
Son günlerde dikkat ettiyseniz Kandil’dekiler devamlı bir şey yumurtluyor. Hükümet erkanı ya duymazdan geliyor ya da bir şey söylemiyor. PKK’ya yakın Fırat Haber Ajansı’nda Cahit Mervan imzasıyla çıkan haberde şöyle deniyor:
“Kaldı ki, 2013 yılının ilk ayında ilanı yapılan çözüm süreci Öcalan’ın özgürlüğünü öngörüyordu. Varılan mutabakatta bu vardı. Bu stratejik öneme sahip noktada bir değişiklikte olmadı. Hatta Türk toplumunun Öcalan’ın özgürlüğü konusunda ‘uygun hale’ getirilmesi görevi Türk hükümetinindi. Hükümetin çözüm sürecindeki ev ödevlerinden bir tanesi de Türk toplumunu Öcalan’ın özgürlüğüne hazırlamaktı. Sanki hiç bunlar olmamış ve konuşulmamış gibi davranmak gerçektende ‘anakronik’ bir haldir. Geçmişte yaşamaktır.”
Yazısında, düya değişti, Kürdistan değişti, Ortadoğu değişti dolayısıyla mutabakat uygulanmasa çok kötü şeyle olacağını söylüyor Mervan. İyi de bu değişim kimlerin katkısıyla oldu? Tabii ki AKP iktidarının katkılarıyla oldu. Onun için ne PKK, AKP’den vazgeçiyor, ne de AKP, PKK’dan vazgeçmiyor.
XXX
AKP iktidarı bu kirli birlikteliği Türk milletinden saklamak için olmayan bir paralel hikayesi uydurup gerçek paraleli saklıyor ve bu paralelin nasıl oluştuğunu Türk milletinin bilmesini istemiyor. Çünkü maskeler düştüğünde altındaki yüzün çirkinliği tam manasıyla ortaya çıkıyor. Görünmesini istemediği Kandil’den yönetilen paralel yapının oluşma noktası, projelendirilmesi, katilbaşıyla oturulan İmralı’daki masa.
Birileri millete gazoz veriyor; fakat bu gazozu içenlere bir şeyler oluyor. O vakit soruyoruz bu gazoza ne attınız? Yoksa millet uykusuzluk çekiyor da, bunun için gazozuna bir şeyler mi atıyor. Yoksa milletin amk diyen işadamları filmlerdeki kötü adam karakteri gibi gazozun içine uyku hapı mı atıyor?
Şu cümleye bakın, “Hükümetin çözüm sürecindeki ev ödevlerinden bir tanesi de Türk toplumunu Öcalan’ın özgürlüğüne hazırlamaktı” bu nedir ya? Bu nasıl bir laf? İyi de arkadaşlar hükümete ev ödevini veren kim? Hükümeti yönlendiren kim? Bu durum rezalet değil de ne?
AKP’yi takip eden arkadaşlara soruyoruz, öncelikli olarak da AKP’de vekillik yapan milliyetçiyiz diyen insanlara soruyoruz, ‘gazozunuza ne attınız ya da ne attılar?” Türk milleti kendi yapmıyorsa, gazozuna ne atıldığını ve kimlerin attığını bulmak zorunda… Yoksa yazılan, projelendirilen son bir felaket, hüsran… Acziyet içinde teslimiyet.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz