Dönüşümün Kurbanları

Bir karmaşa, bir huzursuzluk, piyasalarda durgunluk… Öncesinde süreç belirsizliği, sonrasında “Gezi” olayları dendi, piyasalardaki durgunluk bu olaylara bağlandı. Şimdi işlerdeki durgunluk had safhada, bağlantıyı Ramazan ayına yaptılar. Ramazan ayı sebebiyle diye durgunluk devam ediyormuş. Kimsenin dili ekonomide kara günlerin yaklaştığını söylemeye varmıyor. AKP hükümetinin iş bilmez haliyle “Her şey kontrol altında” tavrı insanı öldürüyor. Düşünen kafaları yoruyor ve niye düşünüyorsun diye insanlar baskı altına alınıp düşüncesizliğe itiliyor.
Koç’un şirketleri incelenmek üzere baskın yemiş. Hem de ne baskın. Olayı hala anlayamayan zenginler, bu olayı Koç’un otellerinin “Gezi” eylemcilerine verdiği desteğe bağlamaktalar. Böyle yapınca kurtulacaklarını sanıyorlar. Oysa bunun altında yatan gerçek, 10 yıldır iktidarda kalması için AKP’ye yardım eden iş dünyası, bu işin temelinde AKP iktidarının 10 yıllık dönemde alt yapısını hazır hale getirdiği sermayenin el değiştirme operasyonun son perdesine gelindiğinin farkında değil. Bunu anlamamak için elden gelen ne varsa yapmaya devam eden iş dünyası, bulundukları yerlerden alaşağı olacaklarının farkında değiller.
***
Hangi yalakalığı, hangi yardakçılığı, hangi ilkesizliği yapmış olurlarsa olsunlar sermayenin kalesi el değiştirecek. Bunun işaretini kısa bir süre önce AKP’nin bir il başkanı bundan sonra liberallerle yollarımız ayrılacak diyerek vermişti. Türkiye’nin çehresini değiştiriyorlar. Bu değişimi dönüşüme çevirmeye çalışan iktidar sermayede de el değiştirme çalışmalarının sonuna gelmiş bulunmaktadır. Ne acıdır ki iktidara yaranmak için her türlü milli düşünceden uzak davranarak, süreçte de elinden geleni yapan, Şırnak’ta halay çeken TÜSİAD emin olun ki sıra size geliyor. O çok sevdiğiniz, uğruna her şeyi yaptığınız, değerleri terk ettiğiniz paradan ayrılacaksınız. Güçleriniz elinizden birer birer alınacak. İhaleleri kaybedeceksiniz.
Bu gün gencecik ultra zenginler kuşağı türedi. Düne kadar hiçbir şeyi olmayan insanlar bu gün doğa kanunlarının aksine ekonomik alanda yoktan var oldular. Var edildiler. İnşaat kalfalığından büyük şirketler, halıcı da çığırtkanlıktan ülkenin numaralı zenginler arasına giren insanlar. Evet, sermaye bu güne kadar gizli kapaklı, el altından yapılan bu dönüşümü görmek istemedi. Ancak unuttukları, eninde sonunda akıbetin başa geleceği gerçeğidir.
***
Türkiye bir dönüşüm yaşamaktadır. Bu dönüşümün yanında yer alanlar, bu durumdan kurtulacaklarını sansalar da, aslında bu davranış şekliyle onların amacına hizmet ettikten sonra buruşturulup atılacakları bir sonun kendilerini beklediğini fark edemediler. Bu da büyük bir son olacağını gösteriyor.
El birliğiyle hep beraber AKP’yi iktidar edenler kendilerinin de içinde olduğu bir sona imza atanlar yavaş yavaş yara almaya başlamışlardır. Bu gidişatta kurtulacağını sanan varsa çok yanılmaktadır. Bu son, bu gün yalakalıkta sınır tanımayan görsel ve yazılı medya için de geçerlidir. Yarınlarda anlı şanlı isimlerin ellerinde benim diyecekleri gazete, televizyon kanalı kalmayacak. O vakit dünyaları başlarına yıkılacak ama ne olduğunu anlayamayacak hale gelecekler.
***
“Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi” büyük laflar eşliğinde balonlar patlatılarak, ortalık ayağa kaldırılarak uygulamaya konan FATİH Projesi meğerse yakin, yandaş, yeni türedi sermayedarlara neler kazandırmış. Ancak ülkeye ne kazandırdı? Koskoca bir hiç… Ülkeye çağ atlattım diyerek ülkeyi Teknoloji mezarlığına döndüren zihniyeti kendine mihmandar kabul eden zihniyet bu gün, büyük bir şaşayla, pazarlama tekniğiyle, allı pullu isimler adı altında FATİH Projesi diyerek ülkeyi büyük bir açmazın içine düşürenler, aynı zamanda elde avuçta ne varsa satıp savuşturarak paraya tur attırıp kendi zihni yapılarının hükmettiği bir sermaye sahipleri hazırlamaktadır.
Gözümüz aydın “Kız Kulesi” de satışa çıkarılmıştır. Çevremizde yaşanan olaylardan olsa gerek Dışişleri Kürtçe bilen diplomat almış. PKK azıtmış. Hepsi kuklacıyı güldürmek için, BOP mutlu. Merak etmeyin sıkıntı yok, her şey AKP iktidarının kontrolü altında.
Sağlıcakla kalın!

Fikri Atılbaz