site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Dış Kapının Mandalı

Dış Kapının Mandalı
19.04.2015
A+
A-

fikri-atilbaz131Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısında konuşmuş. Sayın Erdoğan, geçen yıl ülkemizi ziyaret eden turist sayısından, kişi başı milli gelirden, yol yapmaktan, su’dan, bölgesindeki krizlere çözüm arayan bir ülke olduğundan, G20’den söz etmiş. Konuşan Cumhurbaşkanı değil, sanki Başbakan konuşuyor.
Bu şekilde bu ülke nasıl yönetilecek? Cumhurbaşkanı kendinden başka herkesi davul konumuna koyar, tokmak benim elimde diye gezer, her şeye, her kurumun işine, her bakana, hatta Başbakana karışırsa olur mu hiç? Meseleye böyle baksak da, boş salona konuşuyor sonrada kendine hoca diyor diye denildiği iddia edilen ‘Ahmet Hoca’ya kızan herkesin soluğu sarayda aldığı söyleniyor.
Cumhurbaşkanı makamını, mevkisini şaşırmış olmalı. Bu yüzden iktidarın başı gibi konuşmaktadır. Bu durum Türkiye’nin çok başlı, çok sesli bir yönetime sahip olduğunu göstermektedir. Davulu taşıyanla, tokmağı tutanın aynı kişiymiş gibi görünse de, aletler ayrı ellerde olunca senkronize olamadıkları için çift başlı bile diyemeyeceğimiz, ast üst ilişkisi içinde bir görüntü oluşuyor.
XXX
AKP ve bürokrasi Türkiye’nin muhtarının vesayeti altında olmaktan kurtulamazsa, asla bir parti, bir iktidar gibi olamayacak, sadece sayın muhtarın değil, onun sayesinde çocuklarını, şarkıcısını, terzisini, danışmanını ve benzeri birçok kişiyi vasi olarak kabul etmek zorunda kalacak. Bu durum AKP iktidarını, hükümet ya da yöneten değil, Türkiye’nin muhtarının azası yapmaktan öteye geçirmeyecektir. Olan biten her şey gösteriyor ki mühür muhtarın elinde.
Erdoğan Başbakan gibi konuşurken söylediklerinin kim iktidar olursa olsun görevi olduğunu unutuyor. Ve her şeyi kendisi yapmış gibi gösteriyor. Asgari ücretin 950 Türk lirası olduğu bir ülkede 10 500 dolar kişi başına düşen milli gelirden söz etmekle kimi kandırıyorsunuz?
Bölgesinde krizlere çözüm arayan bir ülke olduğumuzu söylüyorsunuz, Kaddafi’nin linç edildiği krizde biz çözüm arıyorduk demi? Şam’da Emevi camiinde namaz kılacağız diye duyurduğunuz, hala o bitmeyen krizi çözmeye çalışan bizdik demi? Tunus’un iddia ettiği gibi onların içişlerine karışan da bizdik demi? Mısır’ın El-Tahrir meydanında krize çözüm arayan bizdik demi? İşte bütün bu kriz çözme heva ve isteğinizden dolayı Yemen olayında, Sisi’nin dayatması ya da yönlendirmesiyle AKP’nin Yeni Türkiye’si, Arap Birliği zirvesinin dış kapının mandalı konumuna itildi. Belki dış kapının mandalı bile değil…
XXX
Mısır’ın başını çektiği Arap Birliği zirvesi AKP’nin hayallerini yıktı. Hangi akıl Mısır’da 300 civarında Türk firmasının iş yaptığını bildiği halde kurmak istedikleri Sünni İslam Devleti hayaliyle Mursi ve İhvan için Mısır’ı karşısına alır?
Türkiye’nin muhtarı ve azaları, Türk firmalarını, orada çalışan işçileri (5000 civarında) risk ederek Mısır’dan kopmuş; lakin iş sadece bu firmalar ve çalışanlar değil, onların sayesinde gelir elde eden, o dediğiniz rakamlara ulaşmasa da milli gelirimize katkısı olan Mısır’dan ayrılmak, kapıları kapatmak, ticareti sonlandırmak Türkiye Cumhuriyeti Devletine ne kazandıracak?
İşte size ‘Yeni Türkiye’ Söylemek kolay da, nereye doğru gittiğini söyleyememek ne kadar kötü… Bunca sorunun, kötü gidişatın arasında ‘Başkanlık’tan söz etmek ne kadar acı bir olay. Her olayda yaptıkları gibi bunu da dinden örnek vererek açıklamaya çalışan, başkanlık sisteminin sünnetullah’a çok daha uygun olduğunu açıklayan, söyleyen yancılar ve buna ses çıkarmayan iktidarın yetkilileri, sanki her sünnete uyuyorlarmış gibi bu söyleme kafa sallamaktadırlar.
Fırat’ın kıyısında kaybolan iki koyundan söz ederken, Ege Üniversitesinde Fırat’a yapılan saldırıya izin veren, yetim hakkı yenmesine ses çıkarmayan, evdeki dolarlardan olmamak için, yatak odalarında kasa saklayan anlayıştan, Mısır’da çalışanların, iş yapan firmaların hakkını savunmasını beklemek imkansızdır.
İktidar sırtındaki yükten kurtulmak zorundadır yoksa Türkiye’yi çok kötü bir son beklemektedir. Böyle bir sonu hak etmeyen Türk milleti AKP’yi sandığa gömerek bu vebalden kurtulmasına vesile olmakla birlikte Türkiye’yi kurtaracaktır.
Sağlıcakla kalın!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.