site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site okul selçuk izmir

Dil yarası

05.07.2019
A+
A-

23 Haziran sonrasında, hemen hemen her platformda, her meslekten insanın ve doğal olarak ta bir çok siyasetçi ve gazetecinin seçim sonuçları analizi yaptığını biliyoruz. Bunların bazılarına katılıyor, bazıları içinse ‘’Hiç ilgisi yok’’ ifadesini içinizden geçirip, seçim sonuçlarının çok farklı bir durumun göstergesi olduğunu da düşünebilirsiniz.

Seçim öncesi bulunduğum her ortamda, açıkladığım görüşüm itibariyle, 23 Haziran sonrası, benim en çok katıldığım görüş Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan’a ait değerli okuyucular.

Yusuf Kaplan A Haber’in Sabah kuşağı haber sunucusu Erkan Tan’ı kastederek, kişisel Twitter hesabından şu ifadeleri kullanıyordu;

‘’İşte bu paçozluklar her şeyi mahvetti! Yeter!’’

Yusuf Kaplan’ın bu ifadeleri kullanmasına etki edense, Erkan Tan’ın Seçim sonrasında İBBB seçilen Ekrem İmamoğlu için canlı yayında, ‘’Ordu valisine ‘it’ diye küfür eden adam İstanbul’un belediye başkanı seçilmiş oldu. Başka yalanları da var. Biz vatandaşlardan gelen isteği arz ediyoruz. Vatandaşlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Ordu Valisi’nin İstanbul Valiliğine tayin edilmesini istiyor’’ ifadelerini kullanması oldu.

Yani Yusuf Kaplan, 23 Haziran’da seçmen iradesinin sandığa ne şekilde yansıdığının en büyük belirleyicisi olarak kullanılan dili göstermiştir. Yusuf Kaplan’ın kullandığı cümleye sonuna kadar katılmakla beraber, geç kalmış ve eksik ifade edilmiş bir açıklama olduğunu düşünüyorum değerli okuyucular.

Geç kalınmış diyorum çünkü; işaret ettiği şahsın seçimden bir gün öncesine kadar her sabah Ekrem İmamoğlu’nun kendisi, onu destekleyenler ve dolayısıyla adayı olduğu CHP ve İYİ PARTİ’nin Genel Merkezleriyle beraber tüm teşkilatları için kullandığı küfür, hakaret, iftira, çamur ve çirkeflik dolu ifadeleri toplayıp dizseniz, dünyayı üç kere dolaşacak yol çizersiniz. Üstelik bu şahıs tüm bu alçakça saldırılarını, sırf iktidara karşı yalakalık yaparak muktedir olanlara hoş görünmek için yapmaktadır değerli okuyucular.

Yani diyorum ki; Yusuf Kaplan ve benzeri eleştirileri yapan iktidara yakın Gazeteci ve yazarlar, keşke bu yapılanların ‘’paçozluk ‘’olduğunu seçimden çok önce de söylemiş olsaydılar ki, biz de şu anda kendilerinin samimiyetine inanıyor olsaydık.

Açıklamanın ayrıca eksik olduğunu da düşünüyorum çünkü; onca hakaret, aşağılama ve nefret dolu söylemleri ekranlardan, gazete sayfalarından kullananın sadece A Haber’in yalakasıyla sınırlı olmadığını beş yaşında çocuklar bile biliyor.

Bırakın yanaşma takımı gazetecileri bir yana, bu ülkede iktidar partisinin paralelinde bir düşünceye sahip olmadığı için, vatandaşına ‘gavat’ diyen Vali gördük biz. Ayrıca yine kendisi gibi düşünmeyen kesimler için, hiç çekinmeden, terörist, pislik , Pontus, Rum vs gibi kimsenin kimseye kavgada bile söylemeyeceği ifadeleri kullanan, iktidara mensup üst düzey siyasetçilerin varlığıda bu ülke için kara bir lekedir değerli okuyucular. Hatta kendisine birileri tarafından ‘sus’denilmediği için, hakarette zirve yaparak; İmamoğlu’nu kastettiği konuşmasında ‘Bir Yunan’ın İstanbul’a Başkan olmasıyla ekonomimiz de düzelmez’cümlesini kurabilen şahsın İçişleri Bakan Yardımcılığı koltuğunda oturuyor olması da, bizim için utanç vesikasıdır diye düşünüyorum.

Özetlersek, 16 Milyon insanın yaşadığı İstanbul seçimlerinde iktidar çok ağır bir yara almıştır ki; bunun yegane sebebi yoğun olarak saldırı dilini kullanmış olmalarıdır. Dolayısıyla alınan bu yara, bildiğimiz dil yarasıdır. Bu ülkede yaşayan insanlar artık, kin, nefret, aşağılama ve saldırganlık dilinin kullanılmasından yorgun düşmüştür. Topluma örnek olması gereken makamlarda oturanların kullandığı dil yüzünden, bu ülke insanı hiçbir tarihte olmadığı kadar birbirine karşı tahammülsüz bir tavır içindedir.

Yani 23 Haziran’da seçmenin sandığa yansıyan iradesinin mimarları kimlerdir diye sorarsanız sevgili okuyucular; Tabiki en başta, kendisine karşı uygulanan yoğun karalama kampanyası ile hakaret ve küfür dolu saldırılara rağmen adabını bozmayıp birleştirici bir dil kullanan Ekrem İmamoğlu ve yine tabi ki; En başta Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu gibi hakaret, nefret ve kin dilini kullanan üst makamlarda oturan siyasetçilerdir.

Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu’dan bahsedince, aklıma 9.Cumhur Başkanımız rahmetli Süleyman Demirel’le ilgili bir konu geldi değerli okuyucular. Bildiğiniz üzere çok ta uzak olmayan bir geçmişte hem Soylu, hem Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif tarafta durup ona karşı en ağır ifadeleri kullanmakta bir sakınca görmüyorlardı…

Demirel, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı olduğu sıra, kendisine çok ağır sözlerle saldırıp muhalefet yapan bir siyasetçi ve aynı zamanda milletvekilini, bir şekilde ikna edip kendi partisine transfer eder. Partisinde kendisine çok yakın olan bir siyasetçi arkadaşı da Demirel’e ‘Yahu bu adam sabah akşam sana muhalefet edip, en ağır ifadelerle saldırıyor, bağırıp duruyordu. Niye partimize getirdin?’ diye sorunca;

‘İyi ya işte, oradan bize bağırıp duracağına, şimdi buradan o tarafa bağırsın dursun diye getirdim’cevabını verir.

Hani demem o ki; Recep Tayyip Erdoğan’da Demirel’in bu taktiğine bakıp hem Soylu’yu hem Bahçeli’yi kullandıkları dil için kendi saflarına çekmiş olabilir mi acaba diye düşünmeden edemiyorum. Ama bir şeyi de bir çoğunuz gibi çok iyi biliyorum ki değerli okuyucular, Bahçeli ve Soylu ile benzeri siyasetçiler; kullandıkları hakaret diliyle hem Erdoğan’a , hem AKP’ ye hem de iktidar kanadına faydadan çok zarar getirmişlerdir…

ETİKETLER:
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
26 Mart 2024
19 Mart 2024
20 Şubat 2024
4 Şubat 2024
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.