site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site rehber selçuk izmir

Digitürk’ten görülmemiş sansür

Digitürk’ten görülmemiş sansür
09.10.2015
A+
A-

32160

Digiturk, Samanyolu ve İpek Medya grubunu platformdan çıkardı

Digiturk, yaptığı yazılı açıklama ile, Samanyolu Grubu ve İpek Medya Grubu’na ait kanalları platformdan çıkardığını duyurdu.

Tivibu’dan sonra Digitürk de Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Bugün TV, Kanaltürk, Yumurcak TV ve Irmak TV kanallarının platformlarından çıkarıldığını açıkladı. Platformdan çıkarılan kanallar arasında, çocuklar için çizgi film yayınlayan Yumurcak TV de var.

Digiturk’ün KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, Samanyolu Haber, Yumurcak TV ve Irmak TV’ye yönelik sansürü siyasetçileri ayağa kaldırdı. İşte Digiturk’un sansür kararına gelen o tepkiler…

Digitürk’ün internet sitesine ise savcılık yazısı sonrası yapılan sansürle ilgili şu açıklama konuldu:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu” tarafından yapılan bir soruşturma ile ilgili olarak Şirketimize resmi bir yazı tebliğ edilmiştir.

Söz konusu yazının içeriği gereği yasal zorunluluktan dolayı Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV kanalları platformumuzdan çıkarılmıştır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

ÖZEL: AKP’NİN ÇİZGİ FİLMLERDEN KORKMASI BOŞUNA DEĞİL

Digiturk yayın platformundan yedi televizyon kanalının çıkarılmasına tepki gösteren ve kınayan CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, bu yapılanın AK Parti hükümetinin, kendisine muhalif olan basın kuruluşlarından ne kadar korktuğunun gösterdiği olduğunu söyledi. Özel, çizgi film yayımlayan kanaldan korkan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını kaydetti.

Geçen günlerde başka bir dijital platformdan, muhalif yapan televizyon kanallarının çıkarıldığını söyleyen CHP Grup Başkan Vekili Özel, bunun devamında yine Türkiye’nin güçlü ve büyük dijital platformundan, bir mahkemece yürütülen soruşturma dayanak gösterilerek yedi kanalın çıkarıldığını belirtti. Bunun, genel seçim öncesi hükümetin kendisine yakın olmayan seslere ne kadar tahammülsüz olduğunun, ne kadar çok korktuğunun, muhalif seslerden ne kadar endişe ettiğinin bir göstergesi olduğunu iddia etti.

“HUKUK, İKTİDARIN ELİNDE OYUNCAK OLDU”

Bugün Türkiye’de hukukun ayaklar altında olduğunu öne süren CHP Milletvekili Özel, “Hukuk, iktidarın elinde oyuncak olmuş durumda. Yoksa bir televizyon kanalı, örneğin çizgi film yayımlayan Yumurcak TV kanalının bir dijital platformdan çıkarılması, bunun da, ‘anayasal düzene karşı suç işliyor’ iddiasıyla yapılması nasıl açıklanabilir? Çocukların izlediği televizyon kanallarından, bugün gelinen noktada çizgi filmlerden korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu bizim gerçekten yaşamak istediğimiz Türkiye değil. Bugün Türkiye’yi getirdikleri nokta, 13 yıl önce aldıkları Türkiye değil. 13 yıl önce seçimini yapabilen, sandık güvenliği olan bir Türkiye’den 13 yıl sonra, ‘Biz buralarda seçim yapamayız, sandıklarda güvenliği sağlayamayız.’ dedikleri bir noktaya geldiler.” dedi.

“REİSİN EMRİYLE GAZETECİLERİN KEMİKLERİ KIRILIYOR”

Türkiye’de her geçen gün AK Parti iktidarının muhalif sesleri kıstığı, her geçen gün kendisinden olmayanları susturduğu, baskı altına aldığı bir süreci yaşadıklarını söyleyen Özgür Özel, “Ben CHP İnsan Haklarından Sorumlu Cezaevi Komisyonu üyesi olarak, geçen dönem Kalemi Kırık Gazeteciler adlı bir kitap yazmıştım. Bu kitapta, AKP döneminde işinden olan gazetecilerden bahsediliyordu. Şimdi kemiği kırık gazeteciler başladı. AKP’nin hedef göstermesi sonucunda AKP üyelikleri ispatlanan birtakım militanlar tarafından, ‘Reisin emriyle’ denerek gazeteciler evinin önünde dövülmeye, kemikleri kırılmaya başladı. Türkiye, böyle bir yönetimi haketmiyor. Bugün bir dijital platformdan, hem de sanki o dijital platform sadece iktidar partisine yakınlar tarafından izleniyormuşçasına belli muhalif kanalların çıkarılıyor olması fevkalade üzücü, fevkalade manidar bir iştir.” diye konuştu.

“VATANDAŞLARIMIZI İKTİDAR MEMNUNİYETİNİ ÖN PLANDA TUTAN PLATFORMLARA TEPKİ GÖSTERMEYE DAVET EDİYORUZ”

CHP Grup Başkan Vekili Özel, şöyle devam etti: “Bir yandan da bakıyorsunuz, Türkiye’nin en büyük telefon operatörlerinden birisinin dün hangi gazetelere ne kadar reklam verdiğine baktık. Bir gazete, güçlü ve büyük bir telefon operatörünün reklamlarının yüzde 15’ini alıyor. Bu gazete, Türkiye’de toplam gazete tirajının sadece yüzde 3’ünü satıyor. Türkiye’de çok ciddi tirajı olan çok sayıda gazeteye bu operatör reklam vermiyor. İktidar öyle bir egemenlik kurmuş ki gerek reklam gelirleri üzerinden, gerek hukuku kullanarak, gerek başka yöntemlerle gazetelerin, medyanın üzerine bir baskı kuruyor. Bir ülkede gazetecilerin özgürce konuşamadığı, özgürce yazamadığı, televizyonların sesini istediği yere ulaştırılamadığı bir yerde demokrasiden bahsedilemez. CHP olarak bu yaklaşımı kınıyoruz. Vatandaşlarımızı da bu tip davranışlara boyun eğen, müşteri memnuniyetini değil de iktidar memnuniyetini ön planda tutan platformlara karşı tepki göstermeye davet ediyoruz.”

AK Parti yöneticilerinin çizgi filmlerden korktuğunu iddia eden CHP Milletvekili Özel, “Biz Temel Reis’in çizgi filmleriyle büyüdük ve şunu göreceksiniz, sizin bu yaptıklarınızdan sonra, bu yaptığınız kötülüklerden sonra o çizgi filmlerle büyüyen seçmenler, 1 Kasım’a kadar ıspanak yiyorlar. 1 Kasım’da bu kötülüğü yapan, kendini o en tepede gören muktedirin kulundan tutup Temel Reis’in yerden yere çarptığı gibi çarpacaklar. Bütün seçmenleri ıspanak yemeye, bu iktidarı yerden yere vurmaya davet ediyoruz. AKP’nin çizgi filmlerden korkması boşuna değil. Biz Temel Reis’le büyümüş bir kuşağız. Temel Reis’le büyüyen çocuklar, AKP’ye kötü bir haberim var ki ıspanağı yiyorlar. 1 Kasım seçimlerine hazırlanıyorlar. Seçmenimiz ıspanakları yiyor, 1 Kasım’da bu baskıcıları, bu vatandaşın canına okuyanları bir ucundan tutup Temel Reis gibi yerden yere vuracaklar. Bunu bilsinler. 1 Kasım günü Sünger Bob geliyor. Sünger Bob gelecek, ne kadar pislik varsa bu pisliklerin hepsini bir kenara doğru süpürecek ve Türkiye’de temiz siyasetin sayfalarını açacak. Şunu da unutmasınlar ki Daltonlar gibi uzun bir yanda, dördü birden dizilmiş. Bu Daltonlar, Red Kit’ten korksunlar. Red Kit gelecek, hırsızları yakalayacak, hırsızları hapse tıkacak.” dedi.

ÇIRAY: SARAY TÜM GÖRSEL MEDYAYI KENDİNE BAĞLIYOR

CHP İzmir Milletvekili ve adayı Aytun Çıray, Digiturk yayın platformundan KANALTÜRK, BUGÜN TV,Samanyolu Haber, Irmak, Mehtap ve Yumurcak televizyonlarının çıkarılmasının, basit bir sansür girişimi olmadığını söyledi. İzmirliler aracılığıyla Türkiye’deki bütün Digitürk kullanıcılarına çağrıda bulunan ve abonelik sözleşmelerini feshetmelerini isteyen Çıray, “Saray sakini, kukla iktidarı vasıtasıyla medya operasyonlarını sürdürmektedir. Bu operasyonların sonuncusu KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu, Samanyolu Haber, Irmak TV, Mehtap TV ve Yumurcak TV’nin Digiturk yayın platformundan çıkarılmasıdır. Bu operasyon, basit bir sansür girişimi değildir. Çok daha vahim, daha korkunç ve endişe verici bir basın darbesidir. Darbe, Türk insanının haber alma ve iletişim özgürlüğüne indirilmiştir. Bu darbenin zamanlaması ve şekli, saray sakininin despot otokrasisini sürdürmek için artık göze alamayacağı hiçbir zorbalık türü kalmadığını ortaya koyması bakımından uyarıcıdır. Görmeyen gözler için son ışık, işitmeyen kulaklar için son ses gibidir. 1 Kasım’ın bir hukuka, demokrasiye ve özgürlüğe dönüş için yegane şansımız olduğunu gösteren ibretlik bir hadisedir.” dedi.

Türkiye’nin hızla demokrasiden uzaklaştığını söyleyen CHP Milletvekili Çıray, “Digiturk yayın platformuna, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 24 Mayıs 2013 tarihinde, güya Çukurova Grubu’ndan birtakım alacakların tahsili amacıyla el koyuldu. Oysa bu grup, esasında yasalar çerçevesinde belli yasal esnekliklerin uygulanması halinde bütün borçlarının altından kalkabilecek güçte bir kuruluştu ancak yegane niyeti kendi tek adam rejimini tesis etmek olan şimdinin saray sakini, o dönemin başbakanı, Digiturk’ü kendi hakimiyetinde bir yayın ve iletişim platformu haline getirmek için TMSF’yi kullandı. Maksadı bütün görsel medyayı kendine bağlamak, onların üzerinde Demokles’in kılıcı gibi platformdan atılma tehdidini sallandırmaktı. Böylece özellikle seçim dönemlerinde kendi istediği gibi yayın yapmayan medya kuruluşlarını, dilediği anda susturup karartabilecekti. İşte yedi kanalın Digiturk yayın platformundan atılmasının nedeni budur. Kendi zorbalığına son verip özgürlüğün şafağını doğuracak olan 1 Kasım seçimleri öncesinde insanımızın bilgilenme, haber alma ve iletişim kurma anayasal özgürlük hakkını ortadan kaldırmaktır, çünkü korku, hem de çok yakın dağları mekan tutmuştur.” şeklinde konuştu.

“DİGİTURK’ÜN YAYIN KARARTMASINA TEPKİMİZİ GÖSTERELİM”

Dijiturk’ün bu uygulamasına halkın da tepki göstermesini isteyen CHP Milletvekili Çıray, “Bilgilenmek, haber almak ve iletişim kurmak, saray zorbası tarafından sürekli çiğnense de mevcut Anayasamız’ın Türkiye vatandaşlarına tanıdığı temel özgürlük haklarından birisidir. İzmirliler olarak bu hakkımıza, şimdiye kadar olduğu sahip çıkalım. Bu hakkımızı, sözde bir yargıç kararına uyma bahanesiyle çiğneyen Digiturk’e tepkimizi hemen gösterelim. Digiturk’ün, yaptığı sözleşmelere aykırı olarak sözde gerekçelerle, saray despotunun arzularına göre yayın karartması uygulamasına kesinlikle razı olmayacağımızı gösterelim. Sevgili İzmirli hemşehrilerim gün, iletişim ve haberleşme özgürlüğümüze sahip çıkma günüdür. Gün, saray zorbasının el koyduğu kurumların keyfi uygulamalarına karşı çıkma günüdür. İzmir medeniyetine yakışan tepkiyi göstereceğimizden hiç şüphem yok.” diye konuştu.

ERTUĞRUL GÜNAY: MEDYANIN SESİNİ KISMAK İÇİN HER YOL DENENİYOR

Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, Digiturk’ün yedi tane kanalı platformdan çıkarmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Seçime giderken muhalif meydanın sesini kısmak için her yol deneniyor. Digiturk’ten muhalif kanalları çıkarmak, bunun yeni bir örneği.” dedi.

Twitter adresinden Digiturk’e tepki gösteren Günay, savcılığın karar değil, talep makamı olduğuna dikkat çekti. Günay, şu acıkmalarda bulundu: “Digiturk’le ilgili savcılık yazısı ve bu yazıya uyarak Digiturk’ün yaptığı uygulama hukuka aykırıdır. Digiturk’ü arayıp 24 saat içinde bu hukuksuzluktan vazgeçmedikleri takdirde üyeliğimi sonlandırdığımı bildirdim. Kanalların Digiturk’le sözleşmesi var. Yayından çıkarmak tazminat gerektirir. O yüzden, usulsüz savcılık yazısı gerekçe yapılmak isteniyor.”

KAMALAK: İKTİDARIN PİSLİKLERİNİ KAMUOYU NEREDEN ÖĞRENECEK?

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Digitürk yayın platformundan bazı basın kuruluşlarının çıkartılmasını eleştirdi. Basına uygulanan baskıları kabul etmediklerini belirten Kamalak, “Basın alabildiğine özgür olmalı. Çünkü başta bir iktidar var. Basın özgür olmazsa iktidarın hele hele demokratik sistemin tam olarak gelişmemiş olduğu ülkelerde iktidarın yolsuzluklarını çok af edersiniz pisliklerini kamuoyu nereden öğrenecek.” diye sordu.

1 Kasım’da yapılacak erken seçim çalışmaları kapsamında dün Kayseri’ye gelen SP Genel Başkanı Kamalak, bu sabah basın mensuplarıyla kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.

Kamalak, basın kuruluşlarına yapılan baskılar ve son olarak yayın platformu Digitürk’ten savcılık yazısıyla bazı televizyon kanallarının platformdan çıkartılmasını nasıl yorumlamak lazım? şeklindeki soruyu cevapladı. Parti olarak tüm insanların özgür olmasını istediklerini vurgulayan SP Genel Başkanı, basının daha da özgür olması gerektiğini vurguladı.

Basının iktidarın yolsuzlukları ve kirli işlerini ortaya çıkaracağını ifade eden Kamalak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu özgürlük başkalarının hakkına tecavüz şeklinde algılanmamalı. Çünkü her şeyin olduğu gibi bireysel özgürlüklerin de bir sınırı var. Türkiye ve dünyada en fazla özgür olması gereken kurumların başında medya gelir. Basın alabildiğine özgür olmalı. Niye? Biz bunu Esad’a da söyledik. Çünkü başta bir iktidar var. Basın özgür olmazsa iktidarın hele hele demokratik sistemin tam olarak gelişmemiş olduğu ülkelerde iktidarın yolsuzluklarını çok af edersiniz pisliklerini kamuoyu nereden öğrenecek. Hiçbir yerden. İşte bu yolsuzlukları kirli işleri ortaya çıkaracak olan basındır. O münasebetle basına yapılan baskıları, haksızlıkları asla kabul etmiyoruz. Sanıyorum Ahmet Hakan’a yapılan saldırıya en ciddi eleştiriyi bizler yaptık.”

KARTAL: MECLİS DIŞI SİYASET YAPANLARIN SESİ KISILIYOR

BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, Digitürk’ün 7 televizyon kanalını siyasi nedenlerle platformdan çıkarmasına ilişkin “Meclis dışı muhalefetin sesi kesiliyor.” dedi.

Kaptan Kartal, yaptığı açıklamada, Digitürk yayın platformundan Samanyolu, Bugün, Samanyolu Haber, Kanaltürk, Irmak, Mehtap ve Yumurcak televizyonlarının çıkarılmasına tepki gösterdi. Kartal, “Medyanın muhalefete bakan gözünü kör etmeye çalışanlar ülkeye en büyük zararı veriyor. 20 tane televizyon kanalını kendi haber kanalı haline getirenler bizim sesimizi duyuran medyaya sansür koyarak siyaset yapmamızı ve milletimizle buluşmamızı engelliyor. Adaleti topal medyası kör olan bir ülkede demokrasiden bahsedemeyiz.” diye konuştu.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Kartal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise “Tivibu’dan sonra Turkcell ve Digitürk de kominizma demokrasisinin erdemli örneklerinden birini göstermiştir. Susturulmak istenen Samanyolu Haber ve Bugün TV gibi kanalların sesi değil, Meclis dışı siyaset yapan muhalefetin sesi kesiliyor. Havuzun şeyleri bizi vermiyor, TRT zaten bizi yok saymış, milletle buluşmamızı sağlayan kanallar ise kısıtlanıyor ve biz seçime gidiyoruz. Perinçek’in, havuzun şeyleri ve terör örgütü yanlısı yayın yapan kanallara neden hiçbir şey uygulanmıyor. Tivibu, Turkcell, Digitürk ne varsa iptal ediyorum. Belki bir benle bir şey olmaz ama safını belirle diyorum. Tivibu, Turkcell, Digitürk madem siz sansür uyguluyorsunuz ben de sizi yok sayıyorum ve iptal ediyorum.” ifadelerini kullandı.

TÜRKKAN: YUMURCAK TV’NİN ÇIKARILMASINDAN BÜYÜK HİZMET OLAMAZ BU ÜLKEYE!

MHP 24. Dönem Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu Tivibu’nun ardından Digitürk’ün de sansür uygulama kararına tepki gösterdi.

Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu Tivibu’nun ardından Digitürk de KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber, Yumurcak TV ve Irmak TV kanallarına sansür uygulayarak platformundan çıkardı. Sansüre her kesimden tepki geldi.

Tepki gösteren isimlerden biri de MHP 24. Dönem Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan. Türkkan, Twitter hesabından tepkisini şöyle dile getirdi: “Yumurcak TV’nin Digitürk’ten çıkarılmasından daha büyük bir hizmet olmaz bu ülkeye. Fed’in faiz artırımından bile önemli bu.”

PEKŞEN: ANAYASAL HAK İHLALİDİR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon Milletvekili Avukat Haluk Pekşen, Digitürk’ün sözleşmeye aykırı olarak bazı televizyon kanallarını platformdan çıkartmasının anayasal hak ihlali olduğunu belirtti.

Seçim çalışmaları kapsamında Beşikdüzü ilçesinde ziyaretlerde bulunan Pekşen, vatandaşların isteklerini ve sorunlarını dinledi. Pekşen, Digitürk’ün 7 televizyon kanalını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın isteği ile yayın ağından kaldırmasına ve bir kanalın da yayın ağına alınmamasına tepki gösterdi. Haber alma hakkının anayasada düzenlenmiş bir hak olduğunu belirten Pekşen, şunları kaydetti: “Vatandaşın haber alma hakkını anayasaya rağmen ortadan kaldıran bir uygulama kamu hizmeti uygulaması olamaz. Bir yayıncı kuruluş benimle sözleşme yaparken, o sözleşmenin içerisinde bana sağlayacağı hizmetler taahhüt etmiş ve benle o doğrultuda sözleşme yapmıştır. Sözleşmenin dışında da benim haber alma, o haberi izleme öğrenme hakkım var. Benim adıma sözleşmeye aykırı olarak yayıncı kuruluşun o yayınları dışarıya çıkarması tam bir anayasal hak ihlalidir.”

“Bu ülkede ya gazeteciyi içeri tıkıyorlar, iftira atıyorlar, olmadı dövüyorlar, olmadı yayını kapatıyorlar.” diyen Pekşen, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan korkuları arttı. Ben yıllardır söylüyorum; bu uygulamaları yapan diktatörlerin hepsi korkarlar diyorum. Kendisinin korkmaya başladığını Türkiye’de herkes anlamaya başladı. Bence korksun, ama rahatlayacağı gün şudur; Yüce Divan’da onun hakkında okunacak olan karar ilamından sonra rahatlayacaktır.”

Pekşen, ‘Digitürk’un Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda (TMSF) olmasının alınan kararlarda etkili olup olmadığının’ sorulması üzerine şunları söyledi: “TMSF’nin kuruluşunda emeği olan bir hukukçuyum. TMSF siyasi partinin, ‘parti devleti’nin tetikçisi değildir. ‘Parti devleti’ tanımlaması dünyanın her yerinde faşist devlet tanımlamasıyla örtüşen bir durumdur. Partinin söylediklerini bürokratlar uyguluyorsa, partinin söyledikleri yargı kararı haline geliyorsa, partinin dediklerine sivil toplum boyun eğiyorsa, partinin söyledikleri toplumun her kesine enjekte ediliyorsa artık bu ‘parti devleti’dir. Böyle bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.”

Digitürk ile olan sözleşmesini feshedeceğini açıklayan Pekşen, vatandaşların da kuruluş ile yaptıkları sözleşmeyi fesh edebileceklerini sözlerine ekledi.

BASIN KONSEYİ: SEÇİM ÖNCESİ YAYINLARIN KESİLMESİ MANİDAR

Basın Konseyi, Tivibu’nun ardından Digiturk’ün de Kanaltürk, Bugün TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV’nin içinde olduğu 7 televizyon kanalını platformdan çıkarmasını ‘manidar’ olarak değerlendirdi.

Konseyden yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Tivibu’nun ardından Digiturk’ün de Kanaltürk, Bugün TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV’nin içinde olduğu
7 televizyon kanalını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın isteği üzerine yayın ağından çıkarması, apaçık sansürdür.

Kanaltürk, Bugün TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV’nin içinde olduğu 7 televizyon kanalı ile ilgili açılan soruşturma sonucu getirilen yasaklama, ifade ve basın özgürlüğünün açıkça ihlalidir.

Ayrıca seçim sürecinde gece yarısı yayınların kesilmesi manidardır. Anayasa’nın 28. ve 29.maddeleri ile 6112 sayılı radyo ve televizyon kuruluş-yayın hizmetleri kanununa da aykırı olan uygulamanın, hukuki dayanağının ne olduğunun açıklanmasını, ve bunun yasadaki dayanağını, kamuoyuyla ve aboneleriyle paylaşılmasını bekliyoruz.

Şayet, savcılığın göndermiş olduğu yazı sonucu yapılan yayın durdurma kararı ile ilgili, savcılıkça bir koruma tedbiri var ise de; bunun gerekçesinin halka açıklanması gerekir.

Öte yandan uydu ile internetten izlenebilen 7 kanalın yayınlarının tümüyle durdurulması da söz konusu değildir.
Digitürk’ün ‘yasal zorunluluk’ nedenini ileri sürerek 7 kanalı platformundan çıkarması, halkın haber alma hakkını engellemektedir.

Savcılarca açılan her soruşturma aşamasında pek de rastlamadığımız bu uygulama, seçim sürecine denk gelmesi ve bu yolla bazı kuruluşların ‘sesinin kısılması’ anlamını da beraberinde getireceğinden, düşündürücüdür.”

TGC: DİGİTURK’UN TUTUMU BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Digitürk’ün; Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, Samanyolu Haber, Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV‘yi platformundan çıkarmasının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu açıkladı. TGC açıklamasında, “Medya kuruluşlarının basılması, gazetecilerin başına polislerin silah dayaması, gazetecilerin dövdürülmesinden sonra, iktidar eliyle digital yayın platformlarında sansür uygulamaları zirveye yerleşmiştir.” denildi.

TGC’den yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi. “Seçim öncesi Tivibu’dan sonra Digitürk’ün de Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, Samanyolu Haber, Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV‘yi platformundan çıkarması basın özgürlüğüne aykırıdır. Bu hukuksuz uygulamadan vazgeçilmelidir.

Seçim öncesi halkın gerçekleri öğrenme kanallarının açık tutulması büyük önem taşıyor. Ancak iktidar, halkın gerçekleri öğrenme kanallarını tıkayan uygulamalarına ısrarla devam ediyor.

Bu uygulamaları kamuoyuna kısaca hatırlatmayı yararlı görüyoruz:

1.İktidarın etkisiyle Digitürk Ulusal Kanal’ı mahkeme kararına rağmen digital yayın platformuna dahil etmemiştir.

2. Daha sonra Tivibu, Bugün TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV’yi digital platformundan çıkarmıştır.

3. Son olarak da Digitürk yürüyen bir soruşturmayı gerekçe göstererek Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, Samanyolu Haber, Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV‘yi platformundan çıkarmıştır.

Medya kuruluşlarının basılması, gazetecilerin başına polislerin silah dayaması, gazetecilerin dövdürülmesinden sonra, iktidar eliyle digital yayın platformlarında sansür uygulamaları zirveye yerleşmiştir.

Digitürk bu kararıyla medyada eşitlik ilkesini bozmuş, basın özgürlüğüne aykırı davranmış, seçim öncesi halkın haber alma hakkını engellemiştir.

Tivubu gibi Digitürk de bir kamu dijital yayın platformu olarak medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara tarafsız, hakkâniyet ölçülerinde, makul ve ayrımcılık içermeyecek koşullarda hizmet vermek ile yükümlüdür. Digitürk bu hukuksuz uygulamadan vazgeçmelidir.”

PAK MEDYA İŞ: ÇİZGİ FİLMLERDEN BİLE KORKAN İKTİDAR VAR

Pak Medya İşçileri Sendikası (Pak Medya İş) Genel Başkanı İsmail Topcuoğlu, Türkiye’nin cebren ve hile ile sürüklendiği 1 Kasım seçimleri yaklaşırken, özgür medyaya seçim ayarlı sansürün arttığını belirterek, “Bugün ülkemizde Caillou’dan, Niloya’dan, Can ve arkadaşlarından korkan bir iktidar vardır. İktidar ve destekçileri, çizgi filmden korkar hale geldiyse, sona yaklaşmışlar demektir.” dedi.

Digitürk’ün bağımsız televizyon kanallarını platformdan çıkarmasını kınayan İsmail Topcuoğlu açıklamasında, bir iktidarın, Irmak TV gibi halkı dini konularda bilgilendirici yayınlar yapan bir televizyon kanalını sansürlemekten muradının ne olabileceğini sordu ve “Yumurcak TV, sadece ve sadece çocuklara çizgi film yayınlayan bir kanal. Bugün ülkemizde Caillou’dan, Niloya’dan, Can ve arkadaşlarından korkan bir iktidar vardır. İktidar ve destekçileri, çizgi filmden korkar hale geldiyse, sona yaklaşmışlar demektir.” ifadesini kullandı.

TV EKRANINI SANSÜRLEMEK, ÖZGÜR MEDYAYI YOK ETMEYE YÖNELİK DE AHLAKİ OLMAYAN BİR İŞGÜZARLIKTIR

Topcuoğlu, kamusal dijital platform hizmeti sunan Tivibu’nun ardından, Digitürk de bağımsız yayın yapan televizyon kanallarını sansürleme kervanına katıldığını ve Samanyolu TV, Bugün TV, S Haber, Kanaltürk, Irmak TV ve Yumurcak TV’yi platformdan çıkardığına işaret ederek, şöyle devam etti: “Yediden yetmişe her yaş grubuna hitap eden bunca televizyon ekranının hiçbir suç işlemediği halde sansürlenmesi, toplumun haber alma özgürlüğüne ve yayın tercih etme hakkına darbe, özgür medyayı yok etmeye yönelik de ahlaki olmayan bir işgüzarlıktır. Sansürcü Digitürk’ü ve onu bu karara sevk edenleri şiddetle kınıyoruz.
Bu platforma üye olan 2 buçuk milyonu aşkın insan, platform kapsamındaki yayın kuruluşlarını izleyebilmek için üye olmuştur. Bu nedenle, kimi kanalların keyfi şekilde listeden çıkarılması ticari ahlaka aykırı bir davranış olduğu kadar abonelere de ağır bir saygısızlıktır. Buradan, bu platforma üyeliği bulunan bütün insanları, demokrasi adına, özgürlükler adına, hukuk adına üyeliklerini iptal ettirmeye çağırıyorum.”

“DIGITÜRK, ‘HAVUZLAŞARAK’ İKTİDAR MEDYASINA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Digitürk’ün, ne yazık ki ülkede son yıllarda çokça örneğine rastlanan bir yöntemle el değiştirtilmiş bir yayın platform olduğuna işaret eden Pak Medya İş Genel Başkanı İsmail Topcuoğlu, şöyle devam etti: “Önce el konularak TMSF bünyesine alınmış, ardından da Katarlı bir medya şirketine satılmıştır. Bu işlemden geçen medya kuruluşlarının neredeyse tamamı, süreç içerisinde ‘havuzlaşarak’ iktidar medyasına dönüşmüştür.

Bu dönüşümün dışında kalan medya kuruluşları, dozu her geçen gün artan iktidar baskıları ve sansür uygulamalarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bağımsız televizyon ekranlarının özellikle 1 Kasım seçimleri yaklaşırken haksız ve hukuksuz şekilde karartılması, siyasi iktidar ve onun etrafında oluşmuş çıkar gruplarının yaşadığı büyük korku ve paniğin bir yansımasıdır. Bu korku, bir yandan iktidarı kaybetme bir yandan da işledikleri suçların ve yaptıkları usulsüzlüklerin, hukuksuzlukların hesabını vermek zorunda kalma korkusudur. Ama korkunun ecele faydası yok. Antidemokratik ve keyfi şekilde bütün özgür ekranları karartsanız, bütün gazeteleri kapatsanız, internet ve sosyal medyayı yasaklasanız, muhalif olan herkesi hukuksuz şekilde tutuklasanız, sadece ve sadece suçlarınıza yeni suçlar eklemiş, sonunuzu da hızlandırmış olursunuz.”

İGC: HALKIN ÖZGÜR İRADESİNE İPOTEK KOYAN BU ANLAYIŞI KINIYORUM

Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu Tivibu’nun ardından Digiturk de Samanyolu TV, S Haber, Bugün TV ve Kanaltürk gibi televizyon kanallarını kaldırdı. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, yaklaşan genel seçimden önce yapılan bu uygulamanın, apaçık bir sansür olduğunu söyleyerek, “Halkın özgür iradesine ipotek koyan bu anlayışı ve sansür uygulamalarını kınıyorum.” dedi.

“KATMERLİ SANSÜR”

Bağımsız, özgür medyaya doğrudan sansür uygulanan bir dönemden geçildiğini söyleyen İGC Başkanı Dikmen, şunları kaydetti: “Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu Tivibu’nun ardından Digiturk de Samanyolu TV, S Haber, Bugün TV ve Kanaltürk gibi televizyon kanallarını, ‘Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’ tarafından yürütülen soruşturmayı gerekçe göstererek yayın platformundan çıkardı. Bu, apaçık bir sansürdür. Bu, halkın özgür iradesine devlet eliyle ipotek koymaktır. Sansürün her türlüsünü yaşadığımız bu dönemde, bu son kararla birlikte özgür ve bağımsız basına katmerli bir sansür daha uygulanmıştır. Basın ve ifade özgürlüğüne yeni bir kara leke daha sürecek bu karardan bir an önce vazgeçilmesini diliyor, çok sesliliğin, farklı düşüncenin demokrasinin gereği olduğunu bir kez daha önemle hatırlatıyoruz.”

MASUM TÜRKER: SEÇİME GİDERKEN YAPILAN OLANLI OPERASYON

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Digiturk’ün özgür medyaya yaptığı sansürle ilgili “Anayasal düzene karşı işlenen suçlar adı altında yürüttükleri bu olgu varsa ilgili yayınlar hakkında soruşturmanın bugüne kadar açılması gerekiyordu. Böyle bir soruşturmada açılmadığına göre yapılan sansürler seçime doğru giderken planlı bir operasyondur.’’ dedi.

Yarın bir gün iktidara destek vermeyen bütün kanalların da aynı uygulamaya maruz kalabileceklerini kaydeden Türker, Türkiye’de bir baskı döneminin ilk safhasını yaşadıklarını vurguladı. DSP lideri, “Görünüşte yapılan bu uygulamalar ilk önce Tivibu ardından Digiturk’te yaşandı. Görüntü her ne kadar yalnız Hizmet Hareketi’ne yakın yayın gruplarıyla ilgiliyse de aslında bu yarın bir gün iktidara destek vermeyen bütün kanallara gelebilir. Aslında Türkiye’de yalnız basın özgürlüğü değil serbest girişim özgürlüğü de ihlal edilmiş durumda. Bu iki platformun temel yapısı devletin kontrolünde olmasıdır. Bu yönüyle baktığımız zaman Türkiye’de bu konuda yapılan işlemeleri savcılığın başvurması doğru değil. Çünkü bu yayınlarda savcılığın bahane ettikleri gibi ‘Anayasal düzene karşı işlenen suçlar’ adı altında yürüttükleri bu olgu varsa ilgili yayınlar hakkında soruşturmanın bugüne kadar açılması gerekiyordu. Böyle bir soruşturmada açılmadığına göre seçime doğru giderken planlı bir operasyondur. Hem medya özgürlüğüne hem de teşebbüs girişim özgürlüğüne aykırı bir davranış olarak görüyorum.’’ şeklinde konuştu.

BERBEROĞLU: KENDİLERİNİ HAKİM, SAVCI YERİNE KOYUYORLAR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, özel şirketler, bankalar, operatörler, dijital platformların kendilerini hakim, savcı, jüri yerine koyarak kararlar verdiğini belirterek, “Medya üzerinde ayrıma gidiyor. Bu kabul edilebilir bir konu değil. Bu ülkenin kanunları var. Halkın da habere ulaşma özgürlüğü var. İstediği kanalı seyretme, istediği gazeteyi okuma hakkı var. Bunun önüne çıkarılacak bütün engeller çiğneyip geçilmelidir.” dedi.

Emniyetin basın kuruluşlarına yönelik operasyonlar hakkında da açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Avukatların ve siyasetçilerin benim anlayışıma göre ortak bir noktası var. Avukatlar müvekkilleri, siyasetçiler de temsil ettikleri kitleler, oy aldıkları kitleleri suçluluğu, suçsuzluğu konusunda karar vermeye yetkili değildir. Zaten meselesi de o değildir. Sadece adaletin tecellisinde doğru yol kullanılıyor mu? Yöntem doğru mudur? Bu insanlar savunma hakkını kullanabiliyor mu? Ki bu ülkede Ergenekon ve Balyoz da kendilerine savunma hakkını kullandırılmayan kişinin olduğunu şahsen ben biliyorum. Eski mesleğimden dolayı da biliyorum. Siyasetçi olarak da biliyorum. Aynı şey başkalarının başına gelmesin istiyorum. Yani insanlar adaletin karşısına gerçekten önyargısız, kumpassız, çıksın adalet doğru tecelli etsin ve sonuçlarına herkes katlansın. Ama sağından çarpıtalım, solundan şunu yapalım, şu intikam sebebiyle bunu getiriyorum. Öteki şaibe nedeniyle şunu yapıyorum gibi meseleler gerçekten adalete uygun değil.”

TOKER: ORTAÇAĞ ZİHNİYETİNİN DEVAMI

Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkanı Cem Toker, Digitürk’ün bazı kanalları platformundan çıkarmasına tepki göstererek, “Televizyonlara sansür demek Ortaçağ zihniyetinin devamı demek. Televizyon engellemek, köşe yazarlarını kapının önüne koymak, medya patronlarını sindirmek, faşistlerin kitap toplayıp yakmasının Yeniçağ’a ayak uydurulmuş versiyonudur.” dedi.

Digitürk’ün KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV kanallarını platformlarından çıkarmasına tepkiler devam ediyor. Özgür medyaya yapılan sansürü Cihan Haber Ajansı’na değerlendiren LDP Genel Başkanı Cem Toker, seçime haftalar kala bu gelişmelerin yaşanmasında niyetin belli olduğunu, iktidarın muhalif görüşleri susturmak istediğini söyledi.

Toker, “Onun için Türkiye Cumhuriyeti dünya basın özgürlüğünde Afrika diktatörlükleriyle aynı grupta 154. sıraya düşmüştür.” ifadelerini kullandı.

LDP Genel Başkanı, şunları ifade etti: “Gazeteye, köşe yazarına, televizyonlara sansür demek Ortaçağ zihniyetinin devamı demek. Televizyon engellemek, köşe yazarlarını kapının önüne koymak, medya patronlarını sindirmek, faşistlerin kitap toplayıp yakmasının Yeniçağa ayak uydurulmuş versiyonudur. Bu tam bir Ortaçağ kafası. Kitap yakmaktan farklı bir şey değil. Milletin, bilhassa seçimden önce demokrasilerde bilgiye erişim özgürlüğünü sınırlamak, elinden almaktan başka bir şey değil. Benim tavsiyem bütün dünyada her baskıcı, despot rejimde bu böyle olmuştur.”

“KARARTILAN, ENGELLENEN KANALLARI TAKİP EDİN, ÇÜNKÜ GERÇEKLER ORADADIR”

Vatandaşlara tavsiyelerini de aktaran Cem Toker, “Hangi köşe yazarının baskıyla işten atıldığını algılıyorsanız o adamı takip edin, yazılarını okuyun. Karartılan, engellenen kanalları takip edin, farklı ortamlardan, internetten, uydudan takip edin. Yasaklanan kitapları bulun okuyun. Çünkü gerçekler oradadır. Doğru habere oradan erişebilirsiniz. Ülkeyi yönetenler bunları yasakladığı zaman bilin ki, bilmenizi istemediği bir şeyler var. Gerçekler saklanıyor demektir. Gelişmeleri kınıyorum, esefle izliyorum. Türk milletinin de 1 Kasım’da aklını başına alıp ona göre oy kullanmasını öneriyorum.” şeklinde konuştu.

YARKADAŞ: YUMURCAK TV’DEN KORKAN BİR İKTİDAR

CHP’li Barış Yarkadaş’tan Digiturk’ün Kanaltürk, BUGÜN TV, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Yumurcak TV ve Irmak TV’ye yönelik sansürüne tepki gösterdi.

Yarkadaş, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından şu mesajları paylaştı:

“Bugün TV, Kanaltürk Samanyolu Digiturk’ten keyfi bir biçimde çıkarıldı. Tam bir zorbalık örneği.. Soruşturmanın bahane edilerek kanalların Digiturk’ten çıkarılması zorbalıktan başka bir şey değildir. Digiturk bu kararı, talimatla görev yapan savcılığın isteği üzerine almış… O kararın da hukuki ve vicdani hiçbir dayanağı yoktur… AKP çaresiz kaldığını gördükçe, çıkışı daha çok baskı ve daha çok sansürde arıyor… Kanal kapattırmak, acizliktir… Digiturk üyeliğimi iptal ettireceğim. Yumurcak TV’den korkan bir iktidar, çaresiz ve zavallıdır. Sabah saat 10.00’da Bugün TV’de Tuzla’daki doğa katliamını konuşacaktık. Digiturk abonelerine sahildeki katliamı duyuramayacağız!!”

BİÇER: ÇOCUK KANALI DAHİ İKTİDARI KORKUTUYOR

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Digiturk yayın platformundan yedi televizyon kanalını çıkarılmasına tepki gösterdi. Bunun bir sansür olduğunu ve şiddetle kınadığını söyleyen Biçer, yalnızca çocukların seyrettiği bir çocuk kanalının iktidarı korkuttuğunu, endişe duyurduğunu savundu.

Digiturk’ten KANALTÜRK, BUGÜN TV, Samanyolu, Mehtap, Samanyolu Haber, Yumurcak ve Irmak televizyonlarının çıkarılmasının bir sansür olduğunu iddia eden CHP Milletvekili Biçer, “Sürekli kapanan perdeler, kapanan kapılar nereye kadar bu diktatörlük, nereye kadar bu baskı rejimi dedirtiyor adeta bize. İronik olan, komik olan, trajikomik olan durum, bu kanallardan birisinin de çocuk kanalı olması. Gerçekten Yumurcak TV gibi bir çocuk kanalının, yalnızca çocukların izlediği bir kanalın iktidarı korkutuyor olması, bundan dahi endişe duyuyor olmasını bir kere daha düşünmemiz gerekiyor. Bunu yasaklayan, sansürleyen beyinlerin sağlık açısından, dünyaya bakışları açısından nereye kadar kapatarak, korkutarak, sindirerek nereye varmaya çalıştıklarını bir kere daha düşünmemiz gerekiyor.” dedi.

Samanyolu TV’yi, 2012 yılındaki 20. kuruluş yıldönümünde Recep Tayyip Erdoğan’ın çok özel iltifatlar, övgü dolu sözlerle kutladığını hatırlatan Biçer, “Dolayısıyla 2012 yılından beri ne oldu acaba? Üç sene içerisinde nedir bu kadar değişen, bizim göremediğimiz, onların gördükleri? Medyaya yapılan, iletişime yapılan, özgürlüğe yapılan, demokrasiye yapılan bu sansürü, yasaklamayı kınıyorum, şiddetle kınıyorum. İnşallah 1 Kasım’dan sonra CHP’nin iktidarında özgür bir medyayla daha özgür, demokratik bir Türkiye için çalışıyoruz. Bu yapılanı kınıyorum, söylenecek tek söz bu.” diye konuştu.

ERDEM: KORKU BÖYLEDİR

CHP milletvekili Eren Erdem, Twitter’dan medyaya sansürle ilgili şu paylaşımda bulundu: “Bir süre önce muhalif kanalların önce TİVİBU akabinde Digiturk’ten çıkartılacağını söylemiştim. Digiturk’ten de çıkarıldılar. Korku böyledir.”

Doğan Şentürk (FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni): “Digitürk’ün, Samanyolu TV, S Haber ve Bugün TV’nin yayınlarını durdurması cinayettir. Bunu yapanlar ellerindeki kanı temizleyemez”

Kazım Güleçyüz (Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın ): “Digitürk de Tivibu’yu örnek aldığına göre ilk yapılacak şey belli: Abone olma hatasını işleyenler derhal iptal ettirip bu hatayı düzeltmeli.”

Abdülhamit Bilici (Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü): “Seçim öncesi özgür medya susturanlar, bunu taçlandırmak için “açık oy, gizli sayım” sistemini de getirsin!”

Sedat Laçiner (Akademisyen): “7 muhalif tv kanalı, seçimlere birkaç hafta kala Digitürk’ten çıkarılıyorsa bunun anlamı sansürdür, seçimlere hile karıştırmaktır”

Mehmet Kamış (Zaman Gazetesi Genel Müdür Yrd.): “Seçimlere 20 gün kala Farklı söz söyleyen her sesi susturma çabası devam ediyor. Şimdi de Digitürk sansüre başladı!!”

Süleyman Sargın (Irmak TV Genel Müdürü): “Acz ve korkaklığınızın sebep olduğu bu hukuksuzluğun hesabını hukuk içinde vereceksiniz. @Digiturk”

Fatih Portakal (FOX TV Ana Haber sunucusu): “Cemaate yakın tvlere bir yasak daha: @Digiturk bazı kanalları platformdan cikardı. Ses kesme operasyonu! Unutulmayacak günler…”

Koray Çalışkan (Akademisyen): “Digiturk’u evden çıkardım. Gerekçesi: Anayasal düzeni sansür yoluyla yıkmaya çalışmak.”

Bülent Korucu (Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): “Partilerin harekete geçmesi gerekir. @Digiturk aslında onların konuşma halka ulaşma imkanını elinden alıyor. @Digiturk sansür yapmakla kalmıyor; Seçimdeki eşit şartlarda yarış ilkesini ihlal ediyor. Muhalefet partileri harekete geçmeli”

Özgür Mumcu (Gazeteci): “Digiturk’te yapılan açık seçik bir sansür uygulaması. Bir çaresizlik gösterisi.”

Levent Gültekin (Gazeteci): “Bunun hukukla alakası yok tam bir zorbalık ve despotluk örneği.. Bakalım bu despotluğu ne kadar sürdürecekler.”

(AJANSLAR)

y1

y22

y3

y4

y5

YORUMLAR
  1. Anonim dedi ki:

    Beraber yürüdünüz o yollarda. Al birini vur ötekine.