site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site rehber selçuk izmir

Devran Dönmeye Görsün

Devran Dönmeye Görsün
18.02.2013
A+
A-

fikriatilbaz1Hükümet BDP’yle gizli gizli buluşuyormuş. Son zamanlarda 3 kez bir araya gelmişler. İmralı’ya gidecek isimler konusunda görüşmeler yapmışlar. Son görüşmede BDP teklifini Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e ulaştırmış. Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Pervin Buldan’dan oluşan liste sunulmuş ve değiştirilmesinin söz konusu olamayacağı belirtilmiş. Sayın Bakan görüşmeye ara verip, Erdoğan’la kurduğu kısa bir temastan sonra Ergin, konunun krize dönüşmemesi gerektiğini belirterek, isimlere onay vereceklerini dile getirmiş.
Günlerdir süren ortaoyununa dönen bu isim düellosuyla ilgili olarak Demirtaş’ın söylemi çok ilginç. Demirtaş, “1,5 aydır devam eden kriz bir isim krizi değildir. İmralı’da devam eden görüşmeler tıkandığı için heyetimizin gidişine izin verilmemiştir Yeniden oradaki görüşmelerin önü açılsın diye devlet heyeti bir kaç defa daha gitmek durumunda kalmıştır. İsim krizi yok” diye konuşmuş.
Meğer ortada ilkeli davranış falan yokmuş. Yani teröristle kucaklaştın o yüzden İmralı’ya gidemezsin denmesinin ardında yatan gerçek, İmralı’da yapılan görüşmeler tıkanmış. Her halde ortaya konulan istekler tam manasıyla müzakere edilmemiş. Ya da her zaman olduğu gibi önce kabul edilmemiş. Sonra görüşmelerin önü açılsın diye yetkililer birkaç defa daha İmralı’ya gitmişler. Herhalde konu krize dönüşmesin diye anlaşmaya varılmış olmalı ki 2.heyetin bebek katilini ziyaretine onay verilmiş.
***
Bu arada İstanbul’da bir belediye otobüsü molotofkokteyli atmak suretiyle yakılmış. Gerçekleştiren PKK. Müzakere masasında oturulan PKK’nın başı… Barış adına kardeşimmm. Ne kolay, kulağa hoş gelen bir cümle, barş adına. Akan kan dursun diye otobüs yakmak… Böyle bebek katili katilbaşıyla müzakereden dolayı bir Türk vatandaşı olarak utanç duyuyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin seçilmiş hükümeti tarafından düşürüldüğü bu durumdan üzüntü duyuyorum.
Bu yapılanların adı barış, çözüm ya da başka bir şey, her ne olursa olsun Obama’nın partneri olmaktan kaynaklandığını kimse unutturamaz. Efendibaba böyle istiyor diye böyle olmaktadır. Eller istiyor diye ülkede 36 etnik köken hikayeleri anlatılmakta, onlar istiyor diye etnik mezbeleliğe dönüştürülmek istenmektedir. Bu sebeple etnik kökenle millet eş tutulma basiretsizliğine düşülerek millet kavramına değer kaybettirilmekle birlikte, her hangi bir anlam içermediği vurgulanmaya çalışılmaktadır.
Milletle etnik olan karıştırıldığı, bir kefede tartıldığı için Milliyetçilikle Irkçılık da aynı şekilde bir arada değerlendirilmektedir. Bu yanlış ülkeyi uçurumdan aşağıya yuvarlayacak bir yanlıştır. Bu yanlışta ısrar etmenin hiçbir haklı nedeni yokken ısrar edilmesinin nedeni BOP’tan kaynaklanmaktadır.
***
Bugün Türklüğü inkar noktasına gelinmiştir. Bu yüzdendir ki Kerkük’te şehit edilen Türk kardeşlerimizin önemi yoktur. Hattı zatında bu işin Müslümanlıkla da alakası yoktur. Yani Müslüman oldukları için Türk’ten nefret etmiyorlar. Şayet öyle olsaydı, her yerde katledilen Müslümanlar için ayağa kalkarlardı. Irak’ta Amerika’nın katlettiği Müslümanlar için ağızlarını açmayıp, kıllarını kıpırdatmayanlar, Suriye’de Esad’a saldıran Özgür Suriye Ordusu mensupları ve isyancılar için ağlayıp, sızlamakla kalmayıp, gerekli her türlü desteği maddi, manevi olarak vermektedirler.
O zaman buradaki ayrıntıyı, bazen ince, bazen kalınlaşan çizgiyi çok iyi görmeliyiz. Bu çifte standardın sebep-i hikmeti Irakta saldıranın ve katledenin Amerika olması, Suriye’de isyancıların yanında ve Esad’ın karşısındaki gücün yine Amerika olmasından kaynaklanmaktadır. Her şeyden önce, adı ister BOP ister başka bir şey olsun önemli olan Amerika’nın çıkarları ve istekleridir.
Amerika için Suriye halkının düşmanlığını bile göze alan iktidarın Türklüğü inkarı Müslümanlıktan değil, aksine Hıristiyan Amerika’dan kaynaklanmaktadır. Bir de bu Amerika partnerliğine, sahip oldukları zihniyet eklenince olay kendiliğinden açıklık kazanmaktadır.
***
Kürt açılımı, Habur rezaleti, Oslo Görüşmeleri, Kandil turnalığından gelinen İmralı Sürecine kadar her şey efendibaba Amerika’nın istekleri ve yönlendirmesi doğrultusunda olmuştur. Aynen sahte Arap Baharı denen olaylarda ve bugün Suriye’de olduğu gibi.
Hükümet her ne kadar içinde bulunduğumuz gerek iç, gerekse dış süreci millet destekliyor dese de gerçek hiç de öyle değil. Destekleyenler bölücü zihniyet mensupları, partner Obama, bir takım demokratik Sivil Toplum Kuruluşları, Marksist artığı sol, AB, Mütareke Basını, manda ve himayeciler, etnik ayrımcılar, dünya vatandaşı adı altında hareket edenler, siyasi ümmetçiler, kapital sahipleri, milli olmayan kimliksizler.
Yarın rüzgar tersten estiğinde rantların, çıkarların, nefislerin bir araya topladığı bu BM vari zorlama topluluk darmadağın olmaya, yok olmaya, yeni birleşme noktası aramaya, yeni kıble aramaya mahkumdurlar. Devran dönmeye görsün.
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.