site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site rehber selçuk izmir

Çözüm Dergisi Dershanesinden Son Gelişmeler Üzerine Gündem Özel Röportajı

Çözüm Dergisi Dershanesinden Son Gelişmeler Üzerine Gündem Özel Röportajı
23.11.2013
A+
A-

hayri-padak-roportaj (2)

Dershaneler yine gündemi meşgul ediyor. Biz de bu hafta Selçuk Çözüm Dergisi Dershanesi Kurucu temsilcisi / Kurum Müdürü Hayri Padak ile dershaneciliği ve geleceğini konuştuk.

Dershaneler kapatılırsa ne olacak?

Bir kere dershaneler kapatıldığında bazı kesimlerin hem gazetelerinde hem de televizyonlarında dikte etmeye çalıştığı: “ Dershaneler kapatılırsa bu ülkede bir daha iyi öğrenci yetişmeyecek algısı yanlış. Bu Milli Eğitim camiasına ve öğretmenlerine haksızlıktır. Yok, efendim dershaneler kapatılırsa herkes sigaraya, uyuşturucuya başlayacak, dershaneler kapatılırsa hepimiz dağa çıkacağız, polise taş atacağız, ahlaklı olmamızı sağlayacak kimse kalmayacak, dershaneler kapatılırsa dinden çıkacağız… Bir kere bu ve buna benzer hiçbir şey olmayacak. Eleştirinin dozunu iyi ayarlamalıyız. Belki öğrenciler dağa çıkmayacaktır, belki polisi taşlamayacaktır ama polisi uğraştıracağı aşikârdır. Ülkenin eğitim sorunu dışında etkinlik sorunu da var. Bu kadar gence hitap edebilecek sosyal imkânlarımız yok. Kaldı ki bizler siyasi yönü olan kurumlar değiliz. Sektörümüzün içinde siyasi misyonu olan kurumlar olabilir. Eğer ki sizler eğitimi ideolojiniz doğrultusunda kullanıyorsanız ben de dahil hepimizi kapatın zaten. Çünkü bizler eğitime destek amaçlı kurumlarız. Bunu iyi ayırt etmemiz gerekiyor. Bunun dışında bir misyonla hareket etmek dershanecilik değil misyonerliktir.

Şu bir gerçek ki dershaneler kapatıldığında bu işten en çok orta gelir ve altındaki insanımız etkilenecek. Çünkü parası olan hem dershaneye gönderiyor hem de özel ders aldırıyor. Hatta hem özel okula hem dershaneye hem de özel derse gönderebilecek gücü olan insanlarımız da var. Ama orta gelirlinin sadece dershanesi var. Zaten dershanelerin kapatılması gündeme geldiğinde bu işten en çok parası olanlar ile özel ders verenler sevindi.

Peki, ne olacak bu dershanelerin hali?

Filler tepişiyor üstümüzde. Biraz eziliyoruz haliyle. Hem ezilmiş çimler daha sonra daha gür çıkarmış bu arada. Bunun dışında hiçbir şey olmayacak. Bir kere kendileri önümüz açtı. En fazla Milli Eğitim Bakanlığıyla bağımızı koparabilirler. Bu da bizim işimize gelir. Anayasamızın 263. Maddesi vardı. Sizlere ömür. Şimdi yok o madde. Kaldırılan bu maddeyi dershaneciler iyi analiz etsin. İlçemizde de var danışmanlık adı altında özel ders büroları. Kimse karışabilir mi? 2013’ün Mart’ından önce olmuş olsaydı evet. Şimdi hayır.  Neden mi?

“MADDE 263. – (1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen yerlerin kapatılmasına da karar verilir.”

İktidarın en fazla değiştirdiği maddedir 263 Bu madde herkesin elini kolunu bağlıyordu. Bu maddeyi kaldırdılar. Hem dershaneleri kapatacağım de, hem de böyle bir yasal düzenleme yap. İşte TBMM, bu maddeyi kaldırarak “milli eğitimin” ruhuna fatihayı okudu. Şimdi ben milli eğitimden bağımsız eğitim yaparsam kim bana karışabilir? Ya da Türkiye’de ve ilçemde de olduğu gibi eğitim danışmanlığı adı altında eğitim veren öğretmen arkadaşlarımız var. Kimse karışabilir mi? İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüze soruyorum karışabilir misiniz? Bakmayın siz öyle Başbakanın, Milli Eğitim Bakanının sert üslubuna. Çünkü meselenin özünde dershanecilik yok.

Peki dershaneler özel ders bürosu ya eğitim danışmanlığı mı olacak?

Hayır, dershane dershanedir. Özel ders büroları herkese hitap edemiyor. Ders saatleri 40 ile 80 lira arasında değişiyor. Belli bir ekonomik gücünüz yoksa çocuğunuzu gönderemezsiniz. İlçenin ekonomik hali de ortada zaten. Ama dershanecilik öyle değil. Birim ders saat ücretleri 4 ile 6 lira arasında değişiyor. Şu an neyi yapıyorsak aynısını yapacağız. Belki tabelamızda MEB amblemi olmayacak ama bizler gene işimizi yapacağız. Çünkü talep var. Her arz talebini doğurur. Türkiye’de bir üst eğitim kurumuna hazırlanmak için sınav varsa onu hazırlayacak kurumlar hep olacaktır. İster MEB kontrolünde olsun ister olmasın. Eğer sizler dershaneleri ortadan kaldıracağım diyorsanız önce ihtiyacı ortadan kaldırın. İhtiyaç olmazsa zaten kendiliğinden kapanır.

ME Bakanı özel okul olun diyor, hem o kadar olanak sağlıyorlar, niye özel okul olmuyorsunuz?

Bir kere süreç başından sonuna kadar politik biz zeminde yürüdü. En basitinden kimse gelip de benim dershanemden özel okul olur mu olmaz mı diye incelemedi. Güya bütün dershanelere gitmişler, yerinde incelemişler, raporlar düzenlemişler. Olanaklara gelince. Bütün bankalar kendi aralarında anlaşmış gibi eğitimcilere kredi vermiyorlar. Hatta iki ay önce Selçuk Ticaret Odası’nın bülten gazetesinde kobiler için teşviklerini manşetten vermişti. Bizi yaralayan bir cümle vardı. Eğitim ve sağlık dışındakiler diye. Siz hangi teşvikten bahsediyorsunuz? Bana teşvik adı altında dershanecilere getirilmiş bir tane kanun gösterin. Gösteremezsiniz çünkü yok. Hep lafta. Lafla da peynir gemisi yürümez iken lafla gemimi kapatmamı söylüyorlar. En sonunda da bize açık lise olun dedi bakanımız. Hani özel okul olmuştuk? En sonunda dershane öğretmenlerini MEB’e alacağız dediler. Ben hem işletmeciyim, hem yöneticiyim hem de öğretmenim. Şimdi beni MEB’e alırken işletmeci olduğum için yanında kantin ihalesini de mi verecek? Günübirlik söylemlerle dershanemizi yönlendiremeyiz. MEB’in bir kere özel okul politikası yok. En basitinden devlet okullarında kitaplar ve tabletler öğrenciye ücretsiz dağıtılırken özel okullarda bunun parasını özel okul sahibi veriyor. Bu mu teşvik? Kaldı ki ilçede iki dershaneyiz. İnsanlar 150 ile 300 lira arasında aylık ile çocuklarını dershaneye göndermekte zorlanırken 1500 ile 3000 lira aylık taksitle özel okula nasıl gönderecek?

Dershaneler için bundan sonrası için ne yapacak?

Sektöre yön verenlerin büyük bir kısmı iktidarla barışık. Hatta iktidar yanlısı diyebiliriz. İçten içe başbakana kızıyorlar belki ama eylem noktasına gelince de “aman başbakanımıza zarar vermeyelim” noktasında tıkanıp kalıyorlar. İktidar da bunu bildiği için ara ara aba altından sopa gösteriyor. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla anlayışıyla süreç alıp başını gidiyor. Kaldı ki dershanecilik sadece cemaatin kontrolünde olan ya da cemaatin yönlendirmesiyle şekil alan bir sektör değil. Türkiye’deki 3640 dershanenin 917’si cemaatin. Bu biraz da pire için yorganı yakmak demek. İkincisi işin ticari kısmı var. Biz sadece MEB’e bağlı kurumlar değiliz. Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı. MEB bakanlık da bunlar değil mi?  Ticaret odalarına bağlıyız. Bu arada Ticaret odamızı da göreve çağırıyorum iki üyeniziz. Sizlere de birkaç kelam etmek düşer.  Teşebbüs özgürlüğümüz var. Bunu dillendirmek bu hakkımızı korumak; kamuoyunu bu yönümüzle bilgilendirmek göreviniz diye düşünüyorum. Başbakanımız 3 hafta önce “Herkes çocuğunu dershaneye gönderemiyor onun için kapatmamız lazım.” dedi. Şimdi benim de “herkesin gemisi yok var mısınız bütün gemileri batırmaya” deme hakkım doğuyor. Dershaneler bundan sonrası için de dershaneciliği yapmaya devam edeceklerdir. Zaman ayırdığınız için Selçuk Çözüm Dergisi Dershanesi olarak teşekkür ederim.

hayri-padak-roportaj (1)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.