Böyle Bir Başbakan

AKP Genel Başkanı sadece AKP’lilerin başıdır. Başbakan ise tüm vatandaşların Başbakanıdır. Parti rozetini çıkarıp bütün Türk Milletini kucaklamalıdır. Sadece kendi partililerini, sadece kendi zihniyet mensuplarını sarıp sarmalamamalı, bütün vatandaşlarla hem hal olmalıdır.

Kısacası bir Başbakan, balkon konuşmalarında nutuk atmakla kalmayıp, güvenli bir huzur ortamı sağlamalı, kimsenin yaşam biçimine karışmadan Türkiye Cumhuriyeti Devletine sahip çıkan, bayrak aşkıyla yanan, Türk vatandaşı olan ne kadar insan varsa, “Herkes eşittir Türkiye” diyebilmelidir. Bunu diyemeyen biri Başbakan olsa da, aslında Tüm ülkenin Başbakanı olamamış demektir.

Bir Başbakan düşünün ki, milleti ötekileştiriyor, birbirlerine düşman kılıyor. Yüzde 50’yi evinde zor tutuyorum diyen bir Başbakan, partizanlıktan kurtulamamış demektir. O sadece kendisine oy verenlerin başı olmuş demektir. Ne yazıktır ki, Türkiye tam da bu konumdadır. Azınlıkların, etnik kökenlerin, dini mezheplerin içlerinden biri adına çalışan bir Başbakan vardır.

XXXXXXX

Vatandaşı vatandaşa kırdıran, şikayet edin diyerek, aslında vatandaşı ispiyonculuğa yönlendiren bir Başbakan bu gün Türkiye’nin başındadır. Kendinden olmayana kin tutan kindar bir gençlik tahayyül eden bir Başbakan vardır. Camiye ayakkabılarla girdiler, bira içtiler, neler yaptılar neler diyen, Türk milletini fitneyle dolduran bir Başbakan var. Haksız olduğunu bildiği halde, haklı çıkmaya çalışan, bunu yaparken de sınır tanımayan, kanun tanımayan, had bilmeyen biri bu gün ülkenin Başbakanıdır.
Söylediği her söz, olay olan, kastını aşan, yanlış hesaplar yapan, tarihi bilmediği için, tarihte yaşanan olaylardan ders almayan, bu yüzden olayların tekerrür etmesine sebep olan bir Başbakan ülkenin başındadır. Ailesinin zenginliğini, saadetini, Türk milletinin mutluluğuna ve ekonomik kalkınmışlığına tercih eden, bu tercihi yaparken de, “amaca giden her yol mubahtır” diyen bir kişi Türkiye’nin başındadır.

XXXXXXX

Korkularıyla paranoyak tavırlar sergileyen AKP iktidarının başı, polis ordusuyla gezmekte, ölüm korkusuyla yaşamaktadır. Kredi kartı mağdurlarını muhatap etmeyen bu adam, çalanları, çırpanları muhatap alıp, onların kimini hayırsever ilan etmiş, kimine kefil olmuş, işadamlarından oluşan bir havuz kurarak, aldığı gazete ve televizyon kurumundan zarar eden birini kurtarmak için gayret eden, çalışan, işadamlarına racon keserek, fatura kesen bir Başbakan vardır.
Başbakanlık makamının ağırlığı altında kalan, makamı dolduramayan, nefsini tatminle uğraşan bir Başbakan mevcuttur. Yetim hakkını yemenin zevkine varanların kurmuş olduğu şirketin mensubu olan, pisliğe bulaşanları koruyan, Bakanları ve çocuklarını, Bilal oğlanı korumak için her türlü sansürü devreye sokmaya çalışan, Türk milletinin haber alma özgürlüğünü engelleyen, karşısındakileri küçük gören, kibirde sınır tanımayan biri bu ülkeyi yönetmektedir.

XXXXXXX

Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölmek, parçalamak için uğraşan ve bunun için de özerkleşmeden yola çıkan bölücü terör çetesiyle masaya oturan bir Başbakan vardır. Şehit kanlarını yerde koyan bu ve benzerleri bilsin ki, bu kanlar temizlenmedikçe masaya oturup anlaşma yaptıkları ve söz verdikleriyle beraber yere çakılmaya mahkum bir Başbakan ve hükümeti iktidardadır.
İktidara geldiği günden beri birlikte hareket ettikleri, hayır duasını almak için Amerika’ya gittikleri, Hocam bizim için namaz kıl, 2010 referandumunda ölüleri bile oy vermeye çağır dedikleri Fethullah Gülen için, bugün, “Haşhaşi, çete reisi, alim müsveddesi, içi boş vaiz, sahte veli, yalancı peygamber, paralel devletin başı, İsrail uşağı, maşa, ABD’de esir, kaset şantajcısı ve telekulakçı” ve daha neler neler diyen bir Başbakan, sureti haktan gözükmeye çalışmaktadır. Böyle biri Başbakan olabilir mi?

XXXXXXX

Açıkça soruyorum “Ne mutlu Türküm diyene” diyemeyen biri Türk milletinin Başbakanı olabilir mi? Etnik unsurların çetelesini tutup, onların farklılıklarını parlatmaya çalışan biri, millet kelimesini kavrayabilir mi? Hırsızları koruyan da, en az onlar kadar suçlu hatta onlara izin verdiği için onlardan daha suçlu değil midir?
Bölücülükte sınır tanımayanlarla, arasındaki sınırı kaldırıp, bölücülerin kendi sınırlarını çizmesinde yardımcı olan bir anlayış sahibinin Türkiye’yi getirdiği yer çok vahim bir noktadır. Başbakan ve şürekası, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Toprak altında düz yatabilmek için, toprak üstünde dimdik durduk” dediği şekilde, bu dünyada dik durmayı becerememişlerdir.
Böyle Başbakan, zihniyetiyle beraber düşman başına…
Sağlıcakla kalın!
Fikri Atılbaz