AKP’nin Mukadderatı

Dikkat dikkat Türkiye çok krtik bir döneme girdi. Yanlış yollarda gezinen hükümet önünde dosdoğru duran yolu takip etmeyince içinden çıkamayacağı bir labirentin içine girdi. Bu labirentte kayboldu. Her girdiği kulvar bir çıkmaz sokak. Hemen her girdiği yolda yalnızlık. Bütün kapılar birer birer yüzüne kapanıyor. Tayyip’i, “Benim sadık yarim eşbaşkanım Amerikanya” dediği bile terk eyledi. Stratejik derin yanlızlık içinde kıvranan AKP iktidarı Davutoğlu’nun kurduğu hayallerine, Erdoğan’ın bitmek tükenmek bilmeyen isteklerine, “ayna ayna söyle bana benden güzel var mı” kibrine yenik düşmüştür.
AKP bir ideali olmayan, rant paylaşımında pay kapmak isteyenlerin biraraya gelerek kurdukları bir partidir. Paylaşılacak pasta azaldıkça sorunlar su yüzüne çıkmakta, ekonomik darboğaza doğru girildikçe leş avcıları türemekte, Devlet gevşedikçe güç kavgası ortaya çıkmaktadır.
Geldiğimiz noktada en Nobellik ağlama ödülünü kim alacak cinsinden sahneler ortalığı kaplamakta, vatan için toprağa düşenleri şehit olarak kabul etmeyenler, Mısır’da hayatını kaybedenleri demokrasi şehidi ilan etmektedirler. Gezi Parkını terk edin, direnmeyi kesin, yüzde 50’yi evde zor tutuyorum diyerek palalıların, eli sopalı sapıkların sokaklarda boy göstermesine sebep olan AKP iktidarı içte yaptıklarının ve söylemlerinin tam tersine Mısır’da, direnin, meydanları boş bırakmayın, Mursi’ye sahip çıkın diyerek Sisi Firavununu katliam yapmaya tahrik etmiştir.

Sonu “Arap Cehennemi” olan “Arap Baharı”nın ateşleyicisi olan AKP iktidarı Mübarek devrilirken adeta halay çekmişti. Elinden insan hakları ödülü aldığı Kaddafi’yi NATO’ya teslim edip, linç olamasına seyirci kalmakla BOP’un oyununa destek olmuştur. Suriye’yle gemileri yakmaya kalkan AKP iktidarı stratejik derinlik duvarına toslamış ve yalnızlığa mahkum olmuştur.
Bütün bunların ve hala yanlış ve anlamsız politikaları sayesinde Ortadoğunun şamar oğlanına dönmüştür. Mısır tarafından Batı ajanı, İran tarafından Amerika’nın ücretli kuklası ilan edilmiş ve bu sözlü saldırılara cevap dahi verememiştir. BOP eşbaşkanıyım diyerek PYD gibi piyonlarla kahve içip sohbet ederken kendini kaybeden iktidar itibarımızı sıfıra indirmiştir. Ne uğruna? Topraklarımıza göz dikmiş, “bize de bir görev verdiler, bizde üstlendik” dediği BOP uğruna.
Şöyle ya da böyle Tayyip Erdoğan gidicidir. Kibri, şatafatı, aile iktidarı kendisinin 10 yıl sonra da olsa gözden düşmesine neden olmuştur. Demokratik kuraların dışına çıkıyor algısı onun sonu olmaktadır. Bu tavra Amerikanya’lı çakma Müslüman Obama bile dayannamamıştır. Suriye’de olup bitenler için net konuşamaması, bu işin arkasında kimlerin çıkacağını kestirememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Rusya’nın ortaya attığı, Suriye’nin gündeme getirdiği iddialar tüm dünyayı kuşkulu bir düşünceye itmiştir.

Kendi kendini yalnızlığın içine iten AKP iktidarı bu yalnızlık stratejisi içinde yeni bir BM kurulmasından söz etmektedir. Peki bu BM’yi kiminle kuracaksınız? Çevrenizde kim var? Dünyada sizi destekleyen, sizinle birlikte hareket edecek bir ülke kaldı mı? Herkes size baktığında Türkiye’yi, sınır değişikliğine uğrayacak BOP’un içine aldığı 22 ülkeden biri olarak görüyor. Ve sizin de BOP’un eşbaşkanlığını yaptığınızı görenler sizden uzaklaşıyor. Kendi ülkesini ateş cemberine sokanların başka ülkelere ne gibi bir faydası olur diyenler sizin yüzünüzden sükutu hayale uğramışlardır.
Hizbullah Esad’ı destekler, Hamas Mısır’daki darbe karşısında sesiz kalırken neye uğradığını şaşıran AKP Suudi Arabistan’a ses çıkaramakta, Mursi demokrasisinden söz etmektedir. İleri demokrasisiyle Mursi demokrasisini birleştirip, Şiilere karşı Yezidliğe sıyunanlar kurmaya çalıştıkları yeşil mezhep hattında döşedikleri rayların üstünden geçen trenin altında kaldılar.
Çanlar, BOP’un her yüklediği görevi yerine getirmeye çalışan, bebekkatili ve kan emici vampirler sürüsüne taviz üstüne taviz vererek muhterislik yapıp tek adamı oynamaya çalışan Tayyip Erdoğan için çalmaktadır. Artık sona doğru yaklaştığı gözükmektedir. Bu son kendi yazdığı bir mukadderattır. Onunla beraber AKP zihniyeti tarihin stratejik derinliğinde kaybolup gidecektir.
Sağlıcakla kalın!
 Fikri Atılbaz