site okul selçuk izmir

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İzmir °C
site rehber selçuk izmir

CHP Aday Adayı İzcioğlu İle Röportajımız

CHP Aday Adayı İzcioğlu İle Röportajımız
21.11.2013
A+
A-

İZCİOGLU

CHP’den Selçuk Belediye Başkan Aday Adayı Sabahattin İzcioğlu’nun Mehmet Uyaroğlu İle Yapmış Olduğu Söyleyişi Okurlarımızla Paylaşıyoruz…

Mehmet Uyaroğlu: Geçen dönem de aday adayı oldunuz bu dönem de Belediye Başkanlığına aday adayı oldunuz. O günden bu güne neler değişti? Çalışmalarınız nasıl gidiyor? Sonucu görebiliyor musunuz? Hocam.

Sabahattin İzcioğlu: Anlaşılan beni epey sıkıştıracaksınız. Evet, geçen dönem de aday adayı oldum. O dönem ki Aday adaylığı sürecinde ne il ne genel merkez yetkilileri tarafından bir Allahın kulu sen kimsin? Neden aday oldun? Fikrin ne? Zikrin ne? diye ne sordu ne aradı tam tersine ben kendimi tanıtmak istediğimde bir milletvekili tarafından ‘’Sen kimsin ne gücün var, var olan başkanı destekle’’ gibi cevaplarla karşılaştım. Bu dönem yöntem olarak çok farklı görünüyor. En azından İl yönetiminden bir yetkili benimle görüşme yaptı. Yerel yönetimlerle ilgili parti okulunda seminerler verildi. Tüm Belediye başkan aday adayları ile ayrı bir toplantı yapıldı. Ayrıca aday belirlemede kimse kimsenin adayı olmadığı, kamuoyu yoklamalarının sonucuna göre aday belirleneceği her fırsatta parti yetkilerince açıklanıyor. Umarım öyle olur.
Çalışmalar konusuna gelince; Gerçekten öğrenmenin yaşı yok, hemen hemen bütün sivil tolum örgütlerini, meslek örgütlerini, odaları, sendikaları ziyaret ettim. Sizinde gördüğünüz gibi bunların bir kısmı basına yansıdı. Bu ziyaret esnasında ben onlara değil onlar bana çok şey öğrettiler. Ve de asıl şimdi yerel yönetimin nasıl olacağı kafamda ancak belirdi. Bir kere şu açık ve net 20-25 yıl önceki belediyecilik anlayışı ile şimdiki belediyecilik anlayışı tamamen farklı. Yani halkın, toplumun, toplumun değişik katmanlarının, meslek örgütlerinin istekleri, önerileri tamamen farklı. Yalnız bazı kesimler veya halkın bir kısmının her şey Belediyece yapılsın anlayışı olsa da demek istediğim farklı bir şey. Toplumda ki her kesimin derdi var, kendi çözmeye kalktığında patinaj yapar gibi yerinde sayıyor. İşte tam bu noktada Yerel Yönetimin bu dertleri olan tüm kesimi bir araya getirecek, bunların gücünü, kapasitelerini birleştirecek, çıkarlarını ortaya koyacak bir güç olması. Bu gücü kullanıp da katılımcı, demokratik bir yönetim oluşturduğunuzda, burada alınan kararlar, bir de hayata geçirildiğinde kimsenin kimseye söyleyeceği bir şey olmadığı gibi yerel yöneticilerin de yükü  hafifler.

Mehmet Uyaroğlu: Sizce eski belediyecilik anlayışında neler değişti?

Sabahattin İzcioğlu: Daha açık söyleyeyim. Artık asfalt belediyeciliği, sadece çöp toplama belediyeciliği dönemi bitti. Dünyada ve ülkede her alanda ki değişimin toplumda yarattığı taleplerine bağlı olarak, insanlar kendilerine değer verilmesini istiyor, saygınlık istiyor. Belediyenin de artık bir sivil toplum örgütü olmasını, evi gibi görmek istiyor. Sanatsal, kültürel, etkinlikler istiyor. Kaliteli eğlenceler, gösteriler istiyor. Kitlesel spor etkinlikleri, festivaller istiyor. Tüm bunların Ulusal ve uluslar arası etkinliklere de taşınmasını istiyor. Doğanın korunması, çevreci proje ve programlar istiyor. İşsizliğin yoksulluğun çözülmesi için katkı koymasını istiyor. İstiyor ama bu nasıl olacak? Diye hemen  soru aklınıza gelecektir.

Mehmet Uyaroğlu: Doğru bu istekler nasıl karşılanacak?

Sabahattin İzcioğlu: Haklısınız hele de son çıkan yerel yönetim yasasını görseniz gerçekten adaylar tüm bu yazdıkları çizdikleri projeleri nasıl hayat geçirecekler diye düşünmeden edemezsiniz. Bütün projelerin hemen, hemen bütününü merkezi iktidarın onaylanası gerekiyor. Bir de toplumun istekleri karşımıza gelince ne yapacağız diye düşünmeden yola çıkan başkan tıkanır kalır. Nasıl çözeceğiz biliyor musunuz? Bizden isteyenlerle birlikte evet, evet yanlış anlamadınız!  kim bizden yani yerel yönetimden ne istiyorsa bu kesimle birlikte çözeceğiz. Katılımcı demokrasi dediğim bu veya Kent Meclisleri dediğim oluşumla. Hiçbir kesimi, hiçbir partiyi, hiçbir görüşü itelemeden, ötelemeden oluşturulacak olan bu yapı, aynı zamanda YEREL MUHALEFET olacak. Burada ki muhalefet kelimesini anlam olarak değil, alınan kararların hayata geçirilme yöntemi olarak algılanmasını istiyorum.  Bu muhalefet, demokratik bir şekilde Kent Meclisinde alınan kararların mutlaka hayata geçirilmesinin aracı olacak. Örneğin hemen, hemen bütün partilerin adaylarının bir çok projeleri ortak. Adaylar, bu ortak projeleri başkan olduğunda yerine getirmeyi söz verdiğine göre o zaman gelin bu projenizi hayata geçirelim çağrısıyla birlikte bu ortak projeleri Kent Meclisinden çıkardığımızda bunun takipçiliğine ve sorumluluğuna bu aday arkadaşımızda veya o görüşün temsilcileri de ortak olacak ve yaşama geçirmede sorun olduğunda ister istemez bizimle birlikte hareket edecektir.

Mehmet Uyaroğlu: Bir Belediye Başkanı tüm bunları tek başına yapabilir mi?

Sabahattin İzcioğlu: Evet, sorun burada bir başkan akşama kadar koltuğunda kasım kasım oturur, yetkim, etkim, bütçem bu kadar, önümü tıkıyorlar, yönetmelikti, muhalefetti gibi ipe un sererse yapamaz. Her şeyden önce bir başkan mütevazi olacak, geldiği yeri içinden çıktığı halkını unutmayacak. Geveze bir entelektüel değil, gerçekçi, dünyadaki değişimleri, politikaları takip eden veya en azından danışan, sanata, edebiyata, kültüre önem veren, çok açık bir ifadeyle popülizme düşmeden uzlaşma kültürü olan, kolektif çalışma alışkanlığı olan, kendisiyle ve toplumun her kesimiyle barışık, dil, din, etnik yapı ayırmayan ve her kesime eşit yaklaşan bir insan olmalıdır.

Mehmet Uyaroğlu: Parti içindeki konumunuz durumunuz ne?

Sabahattin İzcioğlu: Yani, senin kadroların var mı veya ne kadar mı demek istiyorsunuz? Bakınız 9 yıldır CHP üyesiyim. Bu zamana dek hiçbir seçimde müdahil, taraf veya birinin yanında olmadım. Seçimlerde tamamen seçilenin ve seçenin özgür iradesine saygı gösterdim. Sadece son ilçe kongresinde sayın Yaşar Aydın ilçe yönetiminin kayyuma düştüğünü arkadaşların kendisine ilçe başkanı olarak görev vermek istediklerini bu nedenle adaylığımı destekler misin diye sordu. Bende, böyle durumlarda görev almanın çok doğru olduğunu, kendisini desteklediğimi, bir tek koşulumun olduğunu bunun da oluşacak ilçe yönetiminin kimseden icazet almadan tüm üyeleri ve dışarıda kalmış küskünleri toparlayıcı olmasını öne sürdüm. Bu konuda başka kimse de beni aramadı. Ben, 12 Eylül öncesi sokakların, mahallelerin bölündüğü aynı caddelerden bile birbirimizi geçirmediğimiz, akıncı, ülkücü grupla bile 12 Eylül zindanlarında kendi grubumuzun burnunu kanatmamak için bu ülkücü, akıncı gruplarla uzlaşma yapmış insanım. Ki aynı parti içinde görüşü ne olursa olsun düşüncesi ne olursa olsun, hatta bana karşı ne kadar önyargılı olumsuz düşüncesi olsa dahi demokrasi, eşitlik, özgürlük temelinde birlikte hareket eder ve çalışırım. Ülkenin ve halkın çıkarına, uzlaşılacak olan yere kadar en küçük olanağı değerlendirir uzlaşırım ama kötü bir huyum var, uzlaşmayı bozanı da affetmem.

Mehmet Uyaroğlu: Projeleriniz neler?

Sabahattin İzcioğlu: Biliyorsunuz Selçuk’ta ilk sivil toplum örgütlerinin odaların, öğretmen örgütünün, muhtarlarımızın görüşlerini, önerilerini aldım ve taslak projelerimi ben yayınladım. Ve de hala halkla ve bazı kuruluşlarla konuştukça yeni projeler geliyor.  Örneğin En son gelen öneri teleferiğin Keçi Kalesine yapılması daha doğru olacağı önerisi oldu. Şimdi bakıyorum da bütün aday adayları aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyorlar. Proje çok, yapılacak iş çok. Yerel Yönetimden birçok insanımızın talebi var. Şu an bildiğim kadarı ile iş için Belediyeye müracaat eden üç binden fazla insan var. Bu insanlarımızın hepsini Belediyeye alamazsınız, ama en azından bu insanlarımızın önünü açacak yeni atılımlar, özele yatırımlar yaptırılabilinir.  Ki şu an tekrar dile getirdiğimiz projeler yıllar öncede dillendirilmiş, ama ortada hayata geçirilmiş doğru dürüst proje yok. Bence hayata geçirilmeyen proje, proje değildir. Daha açıkçası, ilçemizde ki kuruluşlarla, odalarla, halkın temsilcileriyle diğer partilerle ortak kararlar almadan, bu kararları Büyük Şehir Belediyesine, merkezi iktidara onaylatamadan projelerinizin kıymeti harbiyesi yoktur. Bu nedenle doğru, rasyonel ilişkiler kurmak durumundasınız.

Mehmet Uyaroğlu: Selçuk’a dışarıdan gelmeniz seçilmenizi etkiler mi?

Sabahattin İzcioğlu: Eskişehir doğumluyum. Anam tarafı Kayı Boyundan geliyor, babam tarafı yarısı Kütahya tarafından yarısı Boşnak. Şimdi ben neyim? Kahraman Maraş olaylarında Alevi vatandaşlarımızın katledilmesini protesto etmekten öğretmelik mesleğinden açığa alındım. Öğretmenlerin başta olmak üzere Türk, Kürt tüm halkların ezilmişliğine karşı çıkarak, eşit ve demokratik hakları alınması mücadelesinde,  yanlarında yer aldığım için de soruşturma geçirdim. Önce Eskişehirli bir Türk, Türkiyeli bir vatandaş olarak Dünyalı, şimdi de yirmi iki yıldır Selçuk’la bütünleşmiş Selçuklu bir insan olarak görüyorum kendimi. İlk geldiğimde iki sınıflık bir dershane ile başladığım mesleğimde bu günlere geldik. Halkımız bana destek verdi bende tüm gücümle halkımıza destek vermek istiyorum. Yalnız yakın zamanda bir vatandaş önüme geçerek partimizin ilçe yönetiminde görev yapmış bir insanımıza benimle ilgili olumlu düşüncelerini aktarmış, ne yazık ki bu insanımız, ‘’hoca, yabancı olmaz’’ cevabıyla karşılaştığını anlatınca çok üzüldüm. İşin ilginç yanı beni destekleyeceğini söyleyen insanımız farklı bir görüşten. Gerçi bu tür konuşmalar münferit konuşmalar, ama üzücü. Ben halkımızın bu tür ayırım yapacağına inanmıyorum, halk ta baştan beri yirmi iki yıl önce beni kabullendi.

Mehmet Uyaroğlu: Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Sabahattin İzcioğlu: Aday olsam da olmasam da seçilsem de seçilmesem de daha önce olduğu gibi haklının, mağdurun, ezilenin yanında, baskıcının, korku imparatorluğu yaratanların, haksısın karşısında olarak halkın hamalı olacağım. Bu zamana dek her konuda tavrım ne ise bundan sonrada öyle olacaktır.

Böyle bir söyleşiye fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.